Ana Sayfa Arzu Atak

Arzu Atak

The Suicide Shop (2012): Mesele Şu ki Yarın Yine Yaşamak Gerekecek

”Hayatta başarılı olamadınız mı? Bize gelin, ölümünüzü başaracaksınız! ’’ ”Bu zehir biraz pahalı ama unutmayın ki son harcamanız olacak bu. Ayrıca her zaman şunu söylerim, insan bir kez ölür ve bunun unutulmaz bir an olması gerekir.’’ ”Ben hazırladığım siyanüre ağzı serinletsin diye nane yaprağı katıyorum, bunlar küçük ikramlarımız. Ama son kez üzülmek, sıkılmak isterseniz zehrinizi […]

Sarı Mercedes (1992): Fikrimin İnce Gülü ya da Bir Araba Dolusu Hayal Kırıklığı

Hayatım boyunca karşıma çıkan öyle yazarlar var ki yazmış oldukları hikaye ya da romanları okumak bana onlarla oturup bir kahve içme isteği veriyor. Çünkü eserlerinde yarattıkları dünya o denli içten, yaşamın renkli bir illüzyonu gibi sizi içine alıverecek cinsten… Yakınlaşıyorum, çok iyi tanıdığım birinin yaşamını dinliyormuşum hissine kapılıyorum ve kayıtsız kalamıyorum olay örgüsündeki tek bir […]

Disgrace (2008): Hepinizin ya da Hiçbirinizin İçindeki Utanç

“Bulutlar dağıldı, görüş açıldı. Ancak bakamayacak kadar kederliydik.’’ “Kötü bir adam değil, ama iyi de değil. Soğuk değil ama sıcak da değil, en sıcakken bile sıcak değil. Giyeceği hüküm bu mu, evrenin ve her şeyi gören Tanrı’nın hükmü?’’ “İtiraflar… Özür dilemeler… İnsanı alçaltmak için duyulan bu açlık niye?’’ “Bir Film Bir Roman ve Kurmacanın Kendiliği’’ […]

Kuru Otlar Üstüne (2023): Kaçış Nereye ya da Kimeydi?

”Muhakkak ki bütün karakterlerim, duygularını kendi ruhumda da hissettiğim en azından ipuçlarını gördüğüm insanlardı. Ben, ruhunun karanlık taraflarına ilgi duyan bir insanım. Benim hayatta anlam yaratma şeklim bu. İnsanlar bazen bu karakterlere kötücül antikahramanlar olarak bakıyorlar, bana öyle gelmiyor. Bu, hayata ne kadar romantik baktığınızla ilgili. Ben bunları hepimizin içinde olan sıradan duygular olarak görüyorum. […]

Yeraltı (2012): Bir Varoluş Düellosu

‘Yavaş yavaş delirdim, kimse bunu fark etmedi.” – Bir İntihar Notu ”Tanrı yoksa her şey yapılabilir. ” – Dostoyevski ”Sonlu varlığı ile sonsuz varlığı arasına sıkışan insan kendi olma sürecini umutsuzluk içinde yaşar.” – Soren Kierkegaard Modern insanın gündelik hayatın seyri içerisinde rutin eylemlere sıkışan yaşamı, zaman zaman duygularından kesin çizgilerle tecrit ederek sıralı biçimde […]

Oppenheimer (2023): İyiliğin ve Kötülüğün Dansı

“Tanrı zar atmaz.’’ Albert Einstein İçerisinde tarih dokusu barındıran filmlerin, izleyicisini o tarihsel dönemi tanıma ve anlamlandırma çabasına yönlendirmesi su götürmez bir gerekliliktir. Nitekim bu eksenle yaratılan kurgular seyirciye aynı zamanda iyi bir öğrenci olma misyonu yükleyerek kurgunun tüm basamaklarını tökezlemeden ilerleme çabasına davet eder. Seyirci bu simülasyonda artık hem izleyen hem de öğrenendir. Christopher […]