Ana Sayfa Kırmızı Halı ve Festivaller Oscar 90. Oscar Ödül Töreni Call Me by Your Name (2017): Tutkulu Ama Hissiz

Call Me by Your Name (2017): Tutkulu Ama Hissiz

Call Me by Your Name (2017): Tutkulu Ama Hissiz 7.0
2
Andre Aciman’ın aynı adlı romanından uyarlanan ve yönetmen koltuğunda İtalyan yönetmen Luca Guadagnino’nun oturduğu Call me by Your Name bu sene sinemaseverlerin en fazla beklediği filmler arasına girmişti. Filmekimi’nde izleme fırsatı bulduğum film, ülkemizde tekrar vizyona girip girmeyeceği merak konusu idi. Meraklar giderildi ve film tekrar bu hafta vizyona giriyor.

Bir araştırma için hocası Mr. Perlman’ın yanına giden araştırma görevlisi Oliver’e misafir olduğu evde ve şehirde ona Elio rehberlik ediyor. Bu rehberlik boyunca ikili ister istemez beraber vakit geçirme fırsatı buluyor. Oliver’in ortamdaki kendini belli edişinden ve enerjisinden etkilenen Elio bunu bakışlarıyla ifade ediyor. Fakat dile getirmemeyi tercih ediyor.  Günler ilerledikçe birlikte zaman geçirmeler rehberlik boyutunun dışına çıkıyor. Daha çok arkadaşça ve onun bir tık ilerisi flört aşamasına kayıyor. Birlikte günü geçirmekten keyif alıyorlar. Özellikle Elio yaşça daha küçük olduğu için kendini çok daha fazla kaptırıyor. Oliver’de ise durum biraz daha nötr. O bu yakınlaşmayı bana sorarsanız küçük bir yaz kaçamağı olarak görüyor. Kısacası Call me by Your Name, Oliver ile ile Perlman çiftinin çocukları Elio arasında geçen başlarda temkinli fakat sonradan kişiler tarafından anlamdırılan yakınlaşmayı konu alıyor.

Karakterlere odaklanacak olursak kendi yaşının ötesinde entelektüel bir birikime sahip olan Elio’nun ruhu sanata yatkın. Bu yüzden de biraz duygusal. Oliver ise biraz daha başına buyruk, duygusu daha az. Belki bu durum Armie Hammer’ın oyunculuğundan da kaynaklı olabilir veya kitaptan uyarlama olduğu için karakter tasviri bu şekilde olmuş olabilir. (Kitabı okuyanlar bu konuda daha iyi yorum yapabilirler.) Elio, Oliver’den daha küçük olmasına rağmen ilişki içindeki tavırları Oliver’e göre çok daha oturaklı ve ne istediğini bir yapıya sahip.

Oliver’ı canlandıran Armie Hammer film en zayıf karnı, sürekli tökezliyor. Hangi duyguyu karşıya geçirmeye çalışıyor anlamak güç. Karakterin içinde kıvranıyor. Timothée Chalemet ise Hammer’a inat göze çarpan bir performansla “Ben buradayım.” diyor. Zaten filmdeki performansıyla şu ana kadar aldığı ödüller bunun ispatı. Chalemet’in performansının bu kadar öne çıkmasında tabi Armie Hammer’ın performansının geri kalmasının katkısının fazla olduğunu düşünüyorum.

Call me by Your Name hafızalardan çıkmayacak kendine özgü sahneler barındırıyor. Fakat güçlü noktalardan beslenen filmi benzersiz yapmaya yetmiyor. Benim nezdimde ise üç noktada aklıma kazınıyor. İlki Timothée Chalemet’in parmak ısırtan performansı ikincisi filmin çekildiği İtalya’nın Lombardia bölgesinin sizi mest eden güzelliği. Son olarak da Sufjan Stevens’ın Mystery of Love adlı şarkısı. Özetle bu üç nokta yine benim nezdimde filmi güzel, seyirlik filmden öteye taşımaya yetmiyor.

Puanlama

7.0

7.0
Kullanıcı Oyu: ( 5 oylar ) 4.7

Yorum(2)

Bir Cevap Yazın