Paths of Glory (1957)
Stanley Kubrick’in The Killing ile beraber yükseliş dönemini hızlandıran film olarak akıllarda yer tutan Paths of Glory, yönetmenin savaş karşıtı filmi olarak karşımıza çıkıyor. Bu filmden 7 yıl sonra çektiği Dr. Strangelove’da savaşı kara mizah türünde eleştirmişti Kubrick. Hayatının son zamanlarında çektiği Full Metal Jacket filmiyle ise savaşı farklı açılardan bizlere anlatmayı çok iyi başarmıştı. Paths of Glory’de savaş karşıtlığının yanı sıra savaşın bireyler üstündeki yıkıcılığına da şahit oluyoruz.
İsmini Thomas Gray’in bir şiirinden alan ve Humphrey Cobb’un aynı isimli romanından uyarlanan Paths of Glory dört Fransız askerin isyan suçuyla kurşuna dizilmelerinden esinlenmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında sonucunun hüsran olacağı biline biline yapılan akılsız bir çıkartma sonucu korkak damgası yiyen birliğin içinden kura ile seçilen üç asker günah keçisi ilan edilir ve askeri mahkemeye sevk edilir. Bu askerleri mahkemede savunma görevini gönüllü olarak almak isteyen isim ise Yüzbaşı Dax olur. Ülkenin en iyi ceza avukatlarından biri olduğu sık sık vurgulanan Yüzbaşı Dax aynı zamanda başarısız olan ele geçirmede görevi yönetmesi için görevlendirilen üstlerden biridir. Ana eksende Paths of Glory; Dax’in üç askeri savunmasına odaklanıyor.
Yazan: Hürrem Celil Erdoğan
Yazının tamamını okumak için.
Dr. Strangelove (1964)
“Savaş generallere bırakılmayacak kadar önemli bir iştir.” – Georges Clemenceau
Yazan: Hürrem Celil Erdoğan
Yazının tamamını okumak için.