Ana Sayfa Eleştiriler Equilibrium / İsyan (2002)

Equilibrium / İsyan (2002)

Equilibrium / İsyan (2002)
0
Yönetmen koltuğunda Ultraviolet’tan da tanıdığımız Kurt Wimmer’ın oturduğu Equilibrium karşı ütopik bilim kurgu filmlerinin başarılı bir örneği. Başrollerinde Christian Bale, Emily Watson ve Taye Diggs gibi yıldızların göründüğü film 3. Dünya Savaşının yaşandığı yakın bir geleceği tasvir ediyor. Bir savaşı daha kaldıramayacağını düşünen insanoğlu, hakim totaliter sistemin önderliğinde insani kabul edilebilecek tüm duygularından vazgeçmenin en doğru tercih olacağını düşünüyor. Öfke, kıskançlık gibi savaşın asıl kaynağı kabul edilen duyguları hissetmeyi önleyen Prozium adlı ilaç sayesinde amacına ulaşan iktidar, kabul etmeyen isyancı kesimi ise son derece iyi eğitilmiş ajanları sayesinde bastırıyor. Üst düzey bir güvenlik ajanı olan John Preston ( Christian Bale), kullananlarda uygun bir ruh hali yaratan Prozium’u içmeyi bıraktığında eski kimliğinden uzaklaşıyor.

2002 yılında vizyona giren İsyan birçok açıdan değerlendirildiğinde sınıfı geçen filmlerden. Öncelikle, ortaya konan fikrin orjinalliği filmi ister istemez bir adım öne taşıyor. Orjinal fikrin fena olmayan bir senaryo ile desteklenmesi filmin teklemesini önlüyor. Ancak yönetmen Wimmer filmin merak uyandıran başlangıcını aynı güzellikte devam ettirmekte zorlanıyor. İşin özü, karakterlerin hal ve tavırları ve filmin sonu yavaş yavaş tahmin edilebilir bir kıvama geliyor. Filmin 102 dakikalık süresi ise tüm bu sebeplerden dolayı oldukça makul. MV5BMjkzNjY3NzUtZTIzOC00MzRiLWJhNjctNjdmYmZkOGI0ODM3XkEyXkFqcGdeQXVyNjc0NjIyMDI@._V1_

Değerlendirmemizin görsel kısmına geldiğimizde, iki farklı şekilde filmi ele almak gerekir. İlk olarak, Equilibrium 2002 yılı yapımı diğer filmlerle ve hatta daha öncesi filmlerle kıyaslandığında görsel efektler bakımından biraz hayal kırıklığı. Yarattığı evren fazlasıyla yapay ve mekan sayısı da oldukça kısıtlı. Bu durum filmde empati yapmamızı zorlaştırıyor. Diğer taraftan bakacak olursak, filmde sık sık dövüş ve çatışma sahneleri görüyoruz. Kareografik olarak iyi işlerin olduğunu söylemeliyim. Zaten baş ajanlarımız Bale ve Diggs bu kareografiler için aylarca çalışmış. Özetle işin kamera önündeki emeğe bakınca yeterli çabayı görebiliyoruz ama kamera arkası işler yeterli güzellikte değil. Christian Bale film hakkında verdiği bir röportajında şöyle diyor: ”Filmde dram sahneleri kadar aksiyon sahnelerini de aynı güzellikte yapmaya çalıştık. İyi bir film ancak böyle ortaya çıkar.” Söylediğine katılmamak elde değil. Fakat çalıştıkları şeyi başarabilmişler mi diye bir baktığımda aksiyon sahnelerinin yeterlilik açısından dram sahnelerinin aşağısında kaldığını söyleyebilirim.

Filmin arada bir yapay kaçtığı sahnelerine ve finalinin fazla tahmin edilebilir olmasına rağmen oldukça akıcı olduğu ve belli bir noktaya kadar merakla izlettirdiğini söylemezsek ayıp olur. Biçimsel olarak Matrix’e, öyküsü ile de Fahrenheit 451’e yakın olan film bilim kurgu dalında en iyiler arasına adını yazdıramasa da izleyiciye etkileyici bir deneyim sunuyor.

”Özgürlüğün yasa dışı ilan edildiği bir gelecekte, kanun kaçakları kahraman olacak.”

Bir Cevap Yazın