Ana Sayfa Etiket "film eleştirisi"

Oppenheimer (2023): İyiliğin ve Kötülüğün Dansı

“Tanrı zar atmaz.’’ Albert Einstein İçerisinde tarih dokusu barındıran filmlerin, izleyicisini o tarihsel dönemi tanıma ve anlamlandırma çabasına yönlendirmesi su götürmez bir gerekliliktir. Nitekim bu eksenle yaratılan kurgular seyirciye aynı zamanda iyi bir öğrenci olma misyonu yükleyerek kurgunun tüm basamaklarını tökezlemeden ilerleme çabasına davet eder. Seyirci bu simülasyonda artık hem izleyen hem de öğrenendir. Christopher […]

Ayın Teması: Eve Dönüş

birdunyafilm.co ekibi olarak Temmuz ayı ile birlikte yeni bir liste formatına başlıyoruz. Her ay yeni bir tema seçerek sinema sanatını farklı açılardan okuma çabasına girişeceğiz. Buradaki amaçlardan birincisi, liste çılgınlığına boğulduğumuz çağda filmleri basit, kolay kategorilere ayırmaktansa sinema evrenini daha geniş algılamaya çalışarak farklı dönemlerden ve ülkelerden yönetmenlerin farklı hislerle, farklı bireysel yollardan ulaştıkları ortak […]

‎Trenque Lauquen (2022): Kayboluşun Huzuru

Laura Citarella’nın dördüncü ve iki bölümden oluşan son filmi Trenque Lauquen, filme de ismini veren şehirde geçiyor. İlk olarak geçen sene Venedik’te gösterilen film, Uluslararası Sinefil Topluluğu’nun sene sonu ödüllerinde En İyi Film, Senaryo, Kadro ve Yönetmenlik ödüllerini topladı. İki bölümden oluşan filmin toplam süresi yaklaşık 4 buçuk saatti ve 26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın […]

42. İstanbul Film Festivali İzlenimleri #3

Kavur Festivalin ‘Ulusal Belgesel Yarışması’nda gösterilen Fırat Özeler‘e ait film, sinemamızın değerli yönetmenlerinden Ömer Kavur‘un personasından yola çıkıp zaman zaman kurmacayla flörtleşerek bir arayışın peşine düşüyor. Kavur sineması üzerine değil, Kavur’u bir film karakterine dönüştürüp onu anlamak, dertlerini dinlemek, çabasını hissetmek, geçtiği yolları hayal etmek üzerine bir belgesel karşımızdaki. Anayurt Oteli’nde “gecikmeli Ankara treniyle gelen […]

Past Lives (2023): Buruk Bir Anti-Masal

İn-Yun kavramı Kore kültürü için kökleri Budizm’e dayanan, geçmiş yaşamımızdaki binlerce deneyimin ve bağlantının içinde bulunduğumuz andaki ve gelecekteki karşılaşmalarımıza, ilişkilerimize yön verdiğine yönelik bir inanış anlamına geliyor. Bizdeki kısmet olgusuna çok benziyor yani. Nora (Greta Lee), yazarlık eğitimi aldığı New York’taki bir okulun sanatçı yerleşkesinde aynı evi paylaştığı Amerikalı Arthur’a (John Magaro), bahçede vakit […]

42. İstanbul Film Festivali İzlenimleri #2

Güvenli Bir Yer (Safe Place) Gösterildiği Locarno, Saraybosna gibi festivallerde önemli ödüller kazanan Sigurno mjesto, Juraj Lerotíc‘in ilk filmi. Festivalin ‘Genç Ustalar’ bölümünde seyirciyle buluşan ve Genç Jüri Ödülü’nün sahibi olan film, bir ailenin zorlu geçen 24 saatini perdeye aktarıyor. Otobiyografik özellikler taşıyan ve yönetmeni Lerotíc’in başrolde kendisine yer verdiği yapım, Damir’in intihar teşebbüsü sonrası annesi […]