Ana Sayfa Eleştiriler Evrim / Evolution (2015)

Evrim / Evolution (2015)

Evrim / Evolution (2015)
0
İlk uzun metrajı Masumiyet’in (Innocence/2004) üstünden 12 yıl geçtikten sonra Lucile Hadzihalilovic bu sefer Evrim ile ilk filmiyle aldığı övgülerin tesadüf olmadığını kanıtlarcasına karşımızda. Masumiyetle tema bakımından akraba olan film, bu sefer bir erkek çocuk evrenine sokuyor bizi ama tanıdık bir evren değil bu. Daha ilk sahneden “Bildiğiniz gerçekliği unutun” diyor sanki Hadzihalilovic ve filmin ilerlemesiyle de kendi gerçekliğinin derinliklerinde kaybolmanızı sağlıyor.

Konusuna gelecek olursak, zamansız ve mekansız, distopik diyebileceğimiz bir evrende geçiyor film. William Golding’in başyapıtı Sineklerin Tanrısı’nı hatırlatan bir adada yaşayan erkek çocuklar ve onlara anneleri olduğu düşünülen kadınları görüyoruz önce. Çok geçmeden adada hiç kız çocuk ve erkek yetişkin olmadığını fark ediyoruz. Önce anne-oğul ilişkisi ve Ödipal çatşmaya odaklanacağını düşündüren yapım daha sonra farklı sulara yelken açıyor. Adadaki diğer çocuklardan farklı olarak çevresini ve gerçekliğini sorgulamaya başlayan Nicolas’la birlikte biz de filmin başından sonuna kadar yeni sorulara cevap aramaya çalışıyoruz.evrim-evolution-2015 (2)
İlk kadrajdan “su” kavramının film için önemli olduğunu anlıyoruz. Gerek dinlerde, gerek mitoljide gerekse filmin adını aldığı “Evrim” teorisinde su hayatın kaynağı kabul edildiğinden şaşırtıcı bir tercih değil bu; fakat yaşamın kaynağı olan suyu ölümün de kaynağı olarak gösteriyor bize bu sahnede ve filmi de bir yaşam döngüsü üzerine kuracağının ilk sinyallerini veriyor. Yine ilk sahnede gördüğümüz ve filmin içinde metaforik önemi büyük olan deniz yıldızı da bunu doğruluyor. Deniz yıldızı biyolojik olarak kopan uzvunu yeniden üretebilme yeteneğiyle bir yeniden doğuş sembolü olmasının yanı sıra 5 köşeli yıldızların (pentagram) çeşitli felsefi, dini ve mitolojik inanışlara göre feminen anlamları olduğu da bilinmekte. Ki Evrim’in de kadın bir senarist ve yönetmenin elinden çıkan feminist okumalara açık bir film olduğu düşünüldüğünde daha da anlam kazanıyor bu sembol. Bunların yanında dalgaları, Nicolas’ın çizimlerini ve filmdeki daha birçok ögeyi metaforik olarak yorumlamak mümkün.
MV5BOTc4MTk3NTQtZTA0Mi00YzBjLWE0NTQtNDVhYTcyMjdiMWE1XkEyXkFqcGdeQXVyMTY4Mjk3MzE@._V1__SX1857_SY859_
Evrim, sürekli sorgulatan ve huzursuz eden senaryosunun yanında, az diyalog ve muhteşem sinematografisiyle büyüleyici bir görsel deneyim sunuyor. Özellikle sualtı çekimleriyle, renk ve ışık kullanımıyla Hadzihalilovic, fikir olarak sorunsuz yarattığı evrenini görsel olarak da desteklemeyi başarıyor.

Deneysel film yapısından kaynaklı olarak her izleyende farklı duygular oluşturmaya açık bir yapım. Yukarıda bahsedildiği gibi feminist ya da psikanalitik okumaların yanı sıra Nietzsche’nin üstinsan’ından farklı dinlere ve mitolojilere birçok çağrışım yapabilecek ögeye sahip. Bu özelliğiyle de izleyicinin rahatını bozmayı, onu pasiflikten aktif izleyici haline getirmeyi amaç edindiği belli oluyor. Kısacası Evrim izlemesi zor bir yapım olmamakla birlikte herkesin beğeneceği bir film de değil kesinlikle. Çünkü finaliyle dahi geride birçok yanıtsız soru bırakıyor.

Bir Cevap Yazın