Trajedinin Biyografisi: Jackie (2016)

Trajedinin Biyografisi: Jackie (2016)
0

Şili’nin Augusto Pinochet dönemini konu alan No ile adını duyuran, 3 yıl sonra El Club ile Katolik kilisesindeki pedofili vakalarına farklı bir bakış açısından bakan Pablo Larrain. 2016 yılı içerisinde iki biyografi film ile karşımıza çıktı. Çok yakın aralıklarla vizyona giren Neruda ve Jackie, Larrain’in filmografisini neredeyse pürüzsüz bir şekilde gelişimine katkı sağladı. Neruda da yine kendi ülkesininden yararlanan Larrain Şilili Nobel Ödüllü şair Pablo Neruda’nın hayatına ışık tutmuştu. Her geçen gün kariyerinin üstüne koyan yönetmen, Jackie’de Amerika Birleşik Devletleri’nin 35. Başkanı John F. Kennedy’in suikastinden sonra eşi Jacqueline Kennedy’in o süreçte yaşadıklarını yakın plandan anlatıyor.MV5BOWUyMDJmMzYtYWUwMC00NzcxLTkxMGItNDdhOTNmODYxNDJmL2ltYWdlXkEyXkFqcGdeQXVyNDg2MjUxNjM@._V1_SY1000_SX1500_AL_

Takvimler 1960 lı yılları gösterirken, John F. Kennedy dış siyasette aldığı kararlar ile beraber Amerikan halkının desteğini arkasına almıştı. Fakat çoğu tarihsel içerik ve belgesele göre bu yükseliş ve ilginin ona dönmesi, sonun başlangıcı olarak görüldü. 22 Kasım 1963 yılında ise silahlı suikaste hedef oldu ve yaşamını yitirdi. John F. Kennedy suikasti bir çok filme ya yan hikaye olarak yada ana hikaye olarak konu oldu. Çoğu örneği de duruluktan uzak daha çok aksiyon temelli yapımlardı. Larrain’in Jackie’si ise bunun tam tersi olan duruluğu tercih ederek çok daha çarpıcı halde yaptı. Ayrıca bunu olaya ait eski görüntüler ve o ana bir o kadar benzer çekilmiş sahneler ile başardı. Larrain olayın merkezine John Kennedy’i koymak yerine Jackie Kennedy’i koyarak olaya farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Filmde asıl trajedi olaydan önce veya olay sırasında yaşanmıyor. Olaydan sonra ister istemez bütün okları üstüne çeken Jackie trajedinin kendisi, sanki film o anlatıyor ve o çekiyor. Olaydan sonra medyanın ve halkın ilgi odağı haline geliyor. Film, Jackie’nin medya ile imtihanını, olayın hemen ardından yaşadığı travmayı gözler önüne seriyor. Aynı zamanda 22 Kasım’ı aslı gibi tekrar sahneleyerek, izleyicinin ilgisini çekiyor.MV5BYmZiZjI5YTItODU2OC00YmI1LWJhOTgtMDY4NWUwZGRiZTYxL2ltYWdlXkEyXkFqcGdeQXVyNDg2MjUxNjM@._V1_SY1000_SX1500_AL_

O zamanlar Jacqueline Kennedy başta giyiniş tarzı ayrı bir ikon yaratmayı başarmıştı. En az başkan kadar o da dikkatleri üzerine çekiyordu. Yapımcılar ve Larrain bunu dikkate alarak oyuncu seçimini tam yerinde yaptıklarını düşünüyorum. Önceki filmlerinde değindiği konular gereği Şilili oyuncularla – özellikle Alfredo Castro, Gael Garcia Bernal –  çalışan Larrain. Yine film gereği ve artan popülaritesinin getirdiği bir avantaj olarak oyuncu yelpazesini daha çok genişletme fırsatı buluyor. Tabi burada abartıya kaçmadan bu hakkını başrol Natalie Portman üzerinde kullanıyor. Jackie karakteri ile enfes bir oyunculuğa imza atan Portman, buna rağmen Oscarlarda En İyi Kadın Oyuncu ödülünü La La Land’de ki rolüyle Emma Stone’a kaptırıyor. John Kennedy’i canlandırması içinse Danimarka asıllı Caspar Phillipson seçilmiş, bu oyuncunun seçilmesindeki en büyük etmen J. Kennedy’ye olan benzerliği olarak düşünülebilir. Ayrıca sinemaseverler tarafından tanınmayan bir yüz. Filmin Jackie Kennedy biyografisi olarak düşündüğümüzde daha geri planda kalan bir John Kennedy’i tercihinin çok makul olduğu görülebilir.

“Abraham Lincoln, öldürülmeseydi de büyük bir başkan olarak hatırlanır mıydı?”

John Kennedy öldükten sonra eşi Jackie kocası için ABD’nin eski başkanlarından Abraham Lincoln’ün cenaze töreni gibi bir tören istiyor. Jackie karakteri filmin çoğunluğunda Lincoln’e hep iyi yönde atıflarda bulunuyor. Eşiyle beraber Abraham Lincoln’ün ABD’nin en iyi başkanı olduğuna inanıyor.MV5BMjYyZDEwMGUtMzA3MS00MmIzLTk1YzItZDMzMjdmYjUxMmM0L2ltYWdlXkEyXkFqcGdeQXVyNDg2MjUxNjM@._V1_SY1000_SX1500_AL_

Jackie hem gerçek görüntüler kullanılmasıyla hem de bazı sahnelerinin orijinali gibi canlandırılmasıyla J. F. Kennedy suikastini konu alan filmler arasında en ön plana çıkıyor. Natalie Portman’ın kalburüstü oyunculuğu, karakteri oynarken yaptığı jest ve mimikleri sergileme biçimi takdire şayan. Film kendini gerçek iki hikayeden besliyor. İlki suikastın kendisi, ikincisi ise Jackie Kennedy’in filme de konu olan röportajı. Suikastten 4 ay sonra yapılan bu röportaj, Jackie’nin vasiyeti üzerine öldükten sonra yayınlanmış. Hatta “Jacqueline Kennedy: John F Kennedy ile Hayata İlişkin Tarihi Sohbetler” adlı kitaba da konu olmuş. Filme genel olarak bakıldığında çok iyi bir biyografi, başta Natalie Portman olmak üzere oyunculuklar harika. Film müzikleri bakımından biraz kısır davranıyor ama o da zaten göze batmıyor. Yılın iyilerinden, fırsat bulduğunuz zaman kaçırmayın!

Bir Cevap Yazın