Ana Sayfa Eleştiriler Ölümsüz Aşk / The Crow (1994)

Ölümsüz Aşk / The Crow (1994)

Ölümsüz Aşk / The Crow (1994)
0

“Bir zamanlar, insanlar birisi öldüğünde ruhunu bir karganın ölüler ülkesine taşıdığına inanırlardı. Ama kimi zaman, çok kötü bir şey olduğunda ölü korkunç bir kederi beraberinde getirir ve ruhu huzura kavuşamazdı. Bazen, sadece bazen karga, ruhu yanlışları düzeltmesi için geri getirirdi.”

1980 li 90lı yıllar Batman ve Superman egomonyası altında geçip gitti. Bu sıralarda kimilerinin çok bilmediği ama Bruce Lee’nin oğlu Brandon Lee’nin katkılarıyla ortalama üstü, çizgi romandan uyarlanma bir süper kahraman filmi The Crow sektörde bu türde kendine yer edinmeyi başardı. Crow kimilerine göre sürpriz bir yapım olmasının yanı sıra aynı zamanda üzücü olaylar üstüne kurulu bir yapım. Brandon Lee’nin çekimlerin bitmesine kısa bir süre kala sette talihsiz bir kurşun yüzünden hayatını kaybetmesi, çizgi romanın yazarı James O’Barr’ın bu hikayeye yazmasına sebep olan olayın nişanlısının alkollü bir sürücü tarafından çarpılarak öldürülmüş olması bu talihsizliklere birer örnek.

Aslına bakarsanız film oldukça zayıf halkalardan oluşuyor. Yönetmen Alex Proyas Crow’dan önce iştah açıcı hiçbir filminin bulunmaması ayrıca başroldeki Brandon Lee ise Crow’dan önce birkaç televizyon dizisi ve birkaç tane de gözardı edilecek sinema filminden başka hiçbir yapımda yer almaması filme kuşkulu yaklaşmamıza sebep oluyor. Bu kadar talihsizliklerden ve zayıf halkalardan sonra nasıl bir filmle karşılaşmayı beklersiniz? Size hemen cevabı vereyim düşük bütçeli vasat bir aksiyon. Fakat Crow tam aksine kült kategorisine girebilecek içinize işleyen bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.

Eric Draven ve Shelly Webster nişanlı bir çifttir. Düğünleri ise çok yakın bir tarihte Cadılar Bayramından bir gün önce yani Şeytanın Gecesi olarak adlandırılan zamanda yapmaya kara vermişlerdir. Eric ve Shelly bir rant davası yüzünden dört kişiden oluşan bir sokak çetesi tarafından acımasız bir saldırıya uğrarlar.  Ve ikisi de hayatlarını kaybederler. Filmin fitilini ateşleyen ise bu olaydır. Cinayetin yaşandığı günden tam 1 yıl sonra intikam duygusu ile yanıp tutuşan Eric Draven “ruhu yanlışları düzeltsin diye” geri getirilir. Geri getirildikten sonra insandan öte bir şekilde karşımıza çıkıyor Eric Draven. Kurşun işlemez, yaraları hızla iyileşen ve başka kişilerin de yarasını hızla iyileştiren gotik bir süper kahraman.crowpage

Yan rolde ise göze çarpan polis memuru Albrecht vardır. Albrecht Eric Draven’e ve şehirde rahatlıkla gezinen çetenin kökünün kazınması gerektiğine inanan biridir. Elinden geldiği sürece Eric için işleri kolaylaştırmaya çalışmaktadır.

Filmde yer alan dekor, kostüm ve müzik uyumu için ayrı paragraf açmanın yanlış olmayacağını düşündüm. Zira gotik bir süper kahraman için bu düşük bütçeyle beklenenin oldukça üstü bir işin ortaya çıkması izleyicileri kendisine çekiyor. Hiç kurumayan caddelerin, puslu gecelerin hakim olduğu bir şehirde siz de yüzünüzü beyaza boyayıp intikam almak istiyorsunuz. Aynı şekilde soundtracklerinde Cure, Pantera gibi ünlü grupların şarkıları yer alıyor. Bu şarkılarda gotik olan atmosferi daha da doruklara çıkartıyor.

Crow’un çıkış noktası ve senaryosu o kadar beğenildi ki hemen ardından bir kaç tane reboot çekildi. Fakat bunlar beklenilenin yanına bile yaklaşmadı. Aynı şekilde televizyon dizisi de denendi o da sınıfı geçemedi. Bu kadar başarısız rebootlardan sonra bu aralar Luke Evans’la beraber tekrar çekilmesi gündemde. Bir kuple daha umutlu olunabilir ama Brandon Lee’li versiyonunun eline su dökeceğini hiç sanmıyorum.

Kültlerin arasında kalan ve adını sinemaseverlerin büyük kısmına çok duyuramayan Crow tadımlıkdan öte bir film. Akıllarda kalacağına ve gotik havasıyla sizi içine çekeceğinden eminim. Yağmurun her zaman yağmaması dileğiyle iyi seyirler.

Bir Cevap Yazın