Ana Sayfa Eleştiriler The Hateful Eight (2015)

The Hateful Eight (2015)

The Hateful Eight (2015) 8.0
1

Sinemanın şiddet dolu ismi Quentin Tarantino üç yıl aradan sonra  Django Unchained‘ın (2012) ardından 8. filmi ile yine Western türünde olan The Hateful Eight ile karşımızda!

Quentin Tarantino’nun bir sinefil olduğunu ve özellikle “Spaghetti Western” filmlerine olan hayranlığını herhâlde duymayan kalmamıştır.

Oldukça çalkantılı geçen filmin yapım süreci kısa süreli de olsa hayranlarını üzmüştü. Hatırlarsanız The Hateful Eight‘in senaryosu bittikten kısa bir süre sonra internete sızdırılmış, bunun ardından Tarantino projesini iptal ettiğini açıklamış neyse ki bu kararından vazgeçip filmini çekmeye başlamıştı. Ayrıca film ABD’de vizyona girmeden sadece birkaç gün önce online paylaşım sitelerine sızdırılmıştı. Kuşkusuz bu film Tarantino’yu yapım aşamasında en çok zorlayan film olmuştur.

Filmin oldukça geniş kadrosunda  yine Tarantino’nun daha önceki filmlerinden de tanıdığımız Samuel L. Jackson (Pulp Fiction, Jackie Brown, Kill Bill:Vol 2, Django Unchained), Tim Roth (Reservoir Dogs, Pulp Fiction), Kurt Russell (Death Proof), Michael Madsen (Reservoir Dogs, Kill Bill:Vol 1, Kill Bill:Vol 2) ayrıca Jennifer Jason Leigh, Chaning Tatum, Bruce Dern, Demian Bichir, Walton Goggins bulunuyor. Yer yer abartılı olsa da oyunculuklar oldukça başarılı. Filmin sinopsisi ise şöyle:
thehatefuleightbdf1

Bölgede “The Hangman” olarak tanınan kelle avcısı John Ruth (Kurt Russell) ve firari Daisy Domergue (Jennifer Jason Leigh), Domergue’nin adalete teslim edileceği Red Rock kasabasına doğru ilerlemektedir. Yolda iki yabancı ile karşılaşırlar: eski bir askerden kötü şöhretli bir kelle avcısına dönüşen Binbaşı Marquis Warren (Samuel L. Jackson) ve kasabanın yeni şerifi olduğunu iddia eden güneyli bir asker kaçağı Chris Mannix (Walton Goggins). Kar fırtınası yüzünden yollarını kaybeden Ruth, Domergue, Warren ve Mannix, dağ geçidinde posta arabalarının durak noktası olarak kullandığı Minnie’nin Tuhafiye Dükkanı’na sığınırlar. Minnie’nin dükkanına vardıklarında dükkanın sahibi yerine 4 yabancı adam ile karşılaşırlar; Minnie annesini ziyaret ederken dükkana bakan Bob (Demian Bichir) ve fırtınadan kaçmak için dükkana sığınan Oswaldo Mobray (Tim Roth), Red Rock kasabasının celladı Joe Gage (Michael Madsen) ve Konfederasyon Generali Sanford Smithers (Bruce Dern). Fırtına, dağ eteğindeki mola yerini ele geçirdikçe, sekiz yolcu Red Rock’a ulaşamayabileceklerinin farkına varırlar.

Sinopsisinden de anlaşılacağı üzere film fırtına yüzünden aynı mekanı paylaşmak zorunda kalan  8 gizemli, daha doğrusu tekinsiz yabancı üzerinden gerilimli bir atmosferde ilerliyor ve genel olarak tek mekanda geçiyor. Film dönem ve mekan olarak Amerikan iç savaşı sonrası Wyoming’de geçiyor. Senaryo yönünden oldukça üstün olan The Hateful Eight diğer Tarantino filmlerine göre oldukça fazla diyalog içeriyor. Ancak Tarantino’nun yine kendi has üslubu ve biraz da mizahıyla filme iyi yedirilmiş bu uzun, zekice ve alaycı diyaloglar kesinlikle seyirciyi sıkmayan cinsten.

Filmin ilk yarısından sonra zaten gergin olan ortam daha da gergin bir hal alıyor ve sonra klasik Tarantino filmlerinden alışkını olduğumuz gibi tam anlamıyla kan gövdeyi götürüyor. Lakin kendi görüşüme göre resmen şiddetin kusulduğu The Hateful Eight‘te Tarantino’nun diğer filmlerine göre daha fazla şiddet ve oluk oluk akan kan görüyoruz. Bunun yanında fikrimce kadın karakter Daisy’nin yüzünün gittikçe daha  fazla kana bulanması her şeyin nedeni bu kadın der gibi adeta. Velhasıl kelam kimin iyi kimin kötü olduğu net olmayan bu filmde taraf tutma şansınız kesinlikle yok.
thehatefuleightpage

Teknik detaylara gelecek olursak Tarantino bilindiği üzere Martin Scorsese, Christopher Nolan, J. J. Abrams, Paul Thomas Anderson, Steven Spielberg ve Judd Apatow ile birlikte dijitale karşı savaşı sürdüren ve bu konuda aktif rol alan yönetmenlerin başında geliyor. Hatta bu konuda “Benim için dijital sinema toplum içinde televizyon demek” gibi sözleri bulunmakta. Kendi düşüncelerime göre, kardaki hafif renk farklılıklarını dahi yakalayabilen 35mm hala dimdik ayakta. Dijitalin tercih edilmesinin en büyük nedeni tabii ki de maliyetinin 35 mm’ye göre çok daha ucuz olması.

Filme dönecek olursak The Hateful Eight, 70 mm film kullanılarak çekilmiş ve bunun yanı sıra 1959 yapımı Ben Hur filminde kullanılan lensler kullanılmış. The Hateful Eight‘te Tarantino 70  mm’nin ne kadar güçlü olduğunu o muazzam geniş açılı çekimlerle bir kez daha kanıtlamış oldu. Ayrıca Tarantino çok geniş açılı çekimlerde kadraj doldurma zorluğunun üstesinde iyi bir şekilde gelmiş. Son 10 yıldır genellikle Scorsese ve Tarantino ile birlikte çalışan Oscar ödüllü görüntü yönetmeni Robert Richardson’ın filme katkısı büyük. Görüntü yönetmenliğinin çok başarılı olduğu filmde ─bana göre sinematografi anlamında Tarantino’nun en iyi filmi─ dış mekan çekimleri oldukça etkileyici. Bunun yanı sıra iç mekandaki kamera kullanımı ve özellikle ışık kullanımı izleyeni kendine hayran bırakan cinsten.

The Hateful Eight‘in şahane müzikleri  ise özellikle Western filmlerine yaptığı bestelerle tanınan efsanevi besteci Ennio Morricone tarafından bestelenmiş ve filmin o gizemli, gerilimli atmosferine etkili bir şekilde katkıda bulunmuş. Morricone’nin 73. Altın Küre Ödülleri’nde en iyi müzik ödülü kazanmasının ardından 88. Oscar Ödülleri’nden de altın heykelcik ile ayrıldığını belirtelim. Mekân ve kostümünlerin de dönemi iyi bir şekilde yansıttığını da söylemeden geçmeyelim.

SONUÇ

Quentin Tarantino’nun 8. filmi The Hateful Eight senaryo, oyunculuklar, müzik kullanımı, mekân, kostüm, dekor, kurgudaki farklılığı, diyaloglar ve görüntü yönetmenliği açısından başarılı bir Western filmi. Her ne kadar Tarantino’nun en iyi filmi olmasa da yine auteur bir yönetmen olduğunu kanıtlar nitelikte. Bu filmin özellikle 70 mm’nin gücünü de daha iyi görebilmek açısından da sinemada izlenmesi şiddet ile tavsiyemdir!

Puanlama

8.0

8.0
Kullanıcı Oyu: ( 2 oylar ) 8

İrfan Yalçın Sanat tutkunu,7. Sanat aşığı.Sinemanın düşündüren,sorgulatan,felsefi ve farlılıkları görmemizi sağlayan yanını seven ,sinemanın en güçlü sanat dalı olduğuna inanan sinefil. Eğitimine Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesie Radyo,Sinema ve Televizyon bölümünde devam etmekte.

Yorum(1)

Bir Cevap Yazın