Ana Sayfa Tuncay Uravelli

Tuncay Uravelli

Lee Chang-dong Sineması: Acının Muhasebesi ve Yeni Başlangıçlar

İçinde bulunduğumuz 2020 senesinde, Şubat ayında gerçekleşen Akademi Ödülleri çok önceden kapanmış bir dönemin ilanı gibiydi. Düşüşe geçen Holywood sineması, 2000’lerin başında ağırlığını göstermeye başlayan Uzak Doğu sinemasına mağlup olmuştu. 2018 senesinde çoğu sinema eleştirmeni tarafından zirveye konulan ve dünya prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali’nde eleştirmenlerden rekor puan alan Burning (bana göre son 20 yılın en […]

Mean Streets (1973): Arka Sokaklar

New York City doğumlu Martin Scorsese, okula başladığında, ailesi ile birlikte, sinemasının kalbi denebilecek, Manhattan’ın “Little Italy” bölgesine taşınır. Aile kökleri Sicilya’nın Palermo bölgesine dayanan yönetmen, astım hastalığı sebebiyle çocukluğunu spor yapamadan, diğer çocuklarla oynayamadan geçirir. Fakat bu hastalık, ailesinin onu sürekli sinemaya götürmesi sebebi ile başka bir tutku geliştirmesine sebep olacaktır. Scorsese ve Robert […]

Monos (2019): Vahşete Çağrı

Yılın henüz başında, Sundance Film Festivali’nde gösterildiğinden beri tüm önemli festivalleri dolaşan ve kulaktan kulağa yayılarak bir külte dönüşen, Güney Amerikalı yönetmen Alejandro Landes‘in ikinci kurmaca filmi, Kolombiya’da bir dağın zirvesinde, Amerikalı bir kadın rehineyi kollaması için görevlendirilen 8 çocuğun giderek çığırından çıkan öyküsünü anlatıyor. Bigfoot, Rambo, Smurf, Swede, Wolf, Perro, Bum Bum ve Lady […]

And Then We Danced (2019): Gürcü Dansına Kuir Reform

İsveç doğumlu Gürcü yönetmen Levan Akin‘in, ilk olarak Cannes Film Festivali’nin “Yönetmenlerin On Beş Günü” (Directors’ Fortnight) bölümünde görücüye çıkan filmi, hemcinsiyle yasak aşka girişen karakteri üzerinden Gürcü gelenekleri ve toplumuyla bir çatışma kuruyor. Geleneksel Gürcü dansından yola çıkan film, ana karakter Merab’ın kendini keşfetme ve özgürleşme öyküsünü beyaz perdeye aktarıyor. Gürcü dansı veya Kafkasya halkları […]

Lucrecia Martel Sineması: Analar ve Kızları

Adrián Caetano, Pablo Trapero ve Lucrecia Martel isimlerini kapsayan Arjantin Yeni Dalgası (Nuevo Cine Argentino), düşük bütçeli, profesyonel olmayan aktörlerin yer aldığı ve Holywood karmaşıklığının aksine basit, temel sinematografi tekniklerinin kullanıldığı filmleri içerir. Yönetmenler, tema olarak, sınırlı alanlarda geçen, askeri diktatörlük (1976-1983) ve 90’ların neoliberalizm etkisine bağlı olarak yaşanan sosyal ve ahlaki çöküşün anlatıldığı minimal öykülere odaklanır […]

#BerlinaleNotları 5: The Ground Beneath My Feet, Kız Kardeşler, God Exists, Her Name Is Petrunya

The Ground Beneath My Feet (Ana Yarışma) Graz doğumlu yönetmen Marie Kreutzer‘in senaryosunu yazıp yönettiği film, büyük şirketlere danışmanlık yapan Lora isimli ana karakter ve ruhsal hastalıklarla boğuşan ablası arasındaki ilişki üzerinden psikolojik gerilim kurmayı hedefliyor. Abla Conny intihar girişiminde bulunuyor ve uzun süre hastanede kalıyor. Kapitalist sistemde işi dışında hiçbir şeye sahip olmayan ve stres […]