Bacurau (2019)

Bacurau (2019) 8.5
0
Pasparlak yıldızlı bir gökyüzünden zoom in ile küçük bir Brezilya köyüne geçiş yaparak ve “günümüzden birkaç yıl sonra” yazısıyla açılıyor Bacurau. Bu ibareyle bilim kurgu unsurları da olan bir sosyal gerçeklik filmi izleyeceğimizi düşünüyoruz ki yanlış değil filmin gezindiği türlerden ikisi bunlar. Ancak bununla sınırlı kalmayarak western, aksiyon, ve hatta slasher korkuları gibi çok farklı türler arasında da cüretkâr bir şekilde dolaşıyor ortak yönetmenler Kleber Mendonça Filho ve Juliano Dornelles. Sônia Braga ve Udo Kier gibi önemli isimler öne çıksa da bir başrolü olmayan ve herhangi bir karakteri bilinçli olarak derinleştirilmeyen, kişilerin bireysel önemlerinin pek fazla olmadığı bir anlatı kuruyorlar. 

Bacurau, sakinlerinin sıradan, yoksul hayatlar yaşadığı, kıyıda köşede kalmış küçük bir ─kurgusal─ bir kasaba. İmkânları kısıtlı; ilaç, yiyecek, hem de yapılan baraj yüzünden su tedarikinde büyük sıkıntılar yaşanıyor. Buna rağmen paylaşımcı ve komün benzeri bir düzenle hayatlarını sürdürüyorlar. Kısa süre sonra Bacurau’nun dijital haritalarda görünmemesi gibi birtakım tuhaflıklar meydana geliyor. Telefonların da çekmemeye başlamasıyla bir gerilim filmi atmosferi oluşuyor. Bilinmeyenden duyulan korkuya paralel olarak, “kötü adam”ların motivasyonunu bir türlü anlamlandıramamak sinemada beni en çok korkutan şeylerden biri. Burada da finale kadar Udo Kier liderliğindeki bir grup katilin Bacurau’ya düşmanlıklarının ve kötücül eylemlerinin sebebini ─final sekansına kadar─ anlayamıyoruz. Filmin bilim kurgu damarından da kaynaklı olarak bu yönde teoriler geliştiriyoruz; ancak finalde çürümüş toplumlara çok yakın gelecek bilindik bir sebeple karşılaşıyoruz.


Filho’nun 2016 yapımı filmi Aquarius, inşaat sektörüne karşı evini satmamak için savaş veren bir kadının direnişini konu alan sosyopolitik bilinci yüksek bir filmdi. Yönetmen Bacurau’da da sınıf ve egemenlerin sömürüsü üstüne benzer sularda yüzmeye devam ediyor, hem de öncekinden daha sert ve şiddetli bir şekilde. Bacurau halkının kendilerini ─hem sanal hem gerçek şekilde─ yok etmeye çalışanlara karşı var olma direnişi, bir yandan Tarantinovari bir intikam fantezisini andırıyor. Ama aynı zamanda ezilen halkın uyguladığı şiddetin meşruiyetini, sömürüden kurtulmanın şiddetsiz bir yolu olup olmadığını da sorgulatıyor. Ve sonunda sömürü düzeni kırıldığı takdirde cezalandırılması gerekenin sadece Amerikan/Batı emperyalizmi değil, en az onun kadar tehlikeli ülkesini bu amiyane tabirle dış güçlere peşkeş çeken işbirlikçiler de olduğunu gösteriyor. Nasıl ki bir süredir Hollywood’da Trump yönetimini hedef alan yapımları görmeye başladıysak, Bacurau’yu da Brezilya’nın 2018’de göreve gelen aşırı sağcı, kadın düşmanı, homofobik, ırkçı; ve hatta geçtiğimiz yaz yaşanan Amazon yangınlarıyla ilişkisi olduğu iddia edilen “Tropiklerin Trump’ı” lakaplı devlet başkanı Jair Bolsonaro’dan ayrı değerlendirmek imkansız. Yine 2019 Brezilya yapımı Divino Amor (Gabirel Mascaro2019) filminin de yakın gelecekte geçen bir politik bir distopya olduğunu düşünürsek, yükselen sağın ülke sineması üzerinde etkileriyle daha çok karşılaşacağız gibi duruyor.


Bacurau bu sene Cannes Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü“nü Les Miserablés (Ladj Ly, 2019) ile paylaştı. Jüri bu şekilde düşünmüş müdür bilmem ama bu iki film bence finallerindeki öfke ve isyan haliyle de benzeşiyor ki iki filmin de en sevdiğim tarafı bu öfkeleri. Filmin tonunun sıkça değişmesi ilk başta filmi takip etmeyi zorlaştırsa, finaldeki bol kanlı sahneler daha hassas bünyeler için rahatsız edici olsa da Bacurau seyircisine önemli sorular sorduran ve haklı öfkesine dahil eden bir film.

Puanlama

8.5

8.5
Kullanıcı Oyu: ( 1 oy ) 7

Bir Cevap Yazın