Ana Sayfa Eleştiriler Beyaz Tanrı / Fehér Isten (2015)

Beyaz Tanrı / Fehér Isten (2015)

Beyaz Tanrı / Fehér Isten (2015)
0

Macar yönetmen Kornél Mundruczó’nun yönettiği 2014 yapımı Fehér Isten(White God), Türkçe’si ile “Beyaz Tanrı”, ülkemizde Altın Portakal Film Festivali ve Filmekimi’nde gösterildikten sonra 9 Ocak 2015’te vizyona girdi. 2014 Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış ödülünü alan film, aynı zamanda 87. Akademi Ödülleri’ne En İyi Yabancı Film dalında Macaristan tarafından aday gösterildi.

Senaryo da başkahramanlarımız melez bir köpek Hagen(Body) ve sahibi genç bir kız Lili’dir(Zsófia Psotta). Anne ve babası ayrı olan Lili annesinin yurt dışına çıkması nedeniyle bir süre Hagen ile birlikte babasının yanında kalmak zorundadır. Başlangıç kısımlarında klişeye düşen filmde babanın köpek ile birlikte yaşamaya karşı çıkmasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Komşuların apartman dairesinde köpek beslenmesine karşı çıkması, devletin melez köpek besleyenlere ekstra vergi koyması ve babanın en başından beri Hagen’a karşı olumsuz tutumu neticesinde Hagen kendini sokakta bulur ve film gerçek anlamıyla başlar.whitegod1

Sokakta hayatın acımasızlığı ile yüzleşen Hagen, bu durumun aslında, köpeklerin gözünde Tanrı(God) olan insanların yaptıkları kötülüklerin bir izdüşümü olduğunun farkına acı deneyimler sonunda varacaktır. Melez olmanın köpeklerin dünyasında varlığın değersizliği ile eşdeğer olması sokak köpeklerinin zor yaşamlarının temel nedenidir aslında. Antik Mısır’dan beri gelen adetle sadece safkan köpekler bakılıp beslenirken,  safkan olmayan köpeklerin sokaklara atılıp ölüme terkedilmesi, hor görülmesi, yeri geldiğinde sokakların temizlenmesi(!) amacıyla katledilmesi filmde insanlığın ikiyüzlülüğünü gösteriyor. Yönetmen de film de bu samimiyetsizliğe adeta bir ayna tutuyor.

Irkçılığın karanlık ve şeytani yapısı, kahramanımıza salt varlığının dünya için hiçbir değerinin olmadığını gösterir. Köpek toplayan belediye ekiplerinden kaçarken bir sonraki sahibi, ona değer verecek kişi ile dolaylı olarak yolu kesişir. Yeni sahibi köpek dövüşleri ile ilgilenen, potansiyeli olan köpekleri birer canavara dönüştürüp satan bir aracıdır, kendisi ise insanların eğlencesi için ölmeyi ve öldürmeyi göze alan bir köle. Çeşitli ilaçlar ve antrenmanlar neticesinde ölüm makinesine dönüşen Hagen öğrenilmiş nefretin simgesidir burada. Film başında sevimliliği ve saf bakışları ile gönlümüzü kazanan kahramanımız artık karşısına çıkmaya korkacağımız korkunç bir yaratık durumundadır. Dünyadaki bütün nefret ve kinlerin suni olduğu gibi Hagen da suni bir nefret ile doldurulmuştur.WhiteGod-Still1

Filmin ilerleyen kısımları klasik müzik eşliğinde sürekli yükselmektedir. Ezilip hor görülen, varlığı sadece öldürdüğü köpekler ve sahibine kazandırdığı para ile anlam kazanan Hagen artık ait olduğu sınıfın bilincine ulaşır. Düzene isyan edip ezilenlerin sesi olur. İkinci sahibini öldürdükten sonra diğer arkadaşlarını köpek toplama kampından kurtarır ve adeta Spartacus gibi sokaklarda anarşi ortamını başlatır. İnsanlardan öğrendikleri nefreti onlara karşı gösteren, kendilerine kötülük yapan herkesten intikamlarını alan köpekler son olarak Hagen’ın önderliğinde Lili’ye doğru giderler. Babası ile onun işyerinde bulunan Lili, Hagen ile yüzleşmek için onun ve arkasındaki köpek ordusunun karşına çıkar. Babası elindeki silah ile kızını korumayı ve savaşmayı teklif ederken Lili ve Hagen bütün insanlığa ders niteliğinde olarak çözümü “empati” de bulurlar. Yere yatarak birbirlerine bakan bu ikili karşılıklı anlayış ve hoşgörünün dünyadaki tüm kötülükleri silebileceğinin bir göstergesidir. Hagen’ın arkasındaki köpeklerin ve babanın da karşılıklı olarak yere yatmalarıyla toplumsal uzlaşı sağlanmış olur.

Bir köpek hikayesi ile hayvan hakları, ırkçılık, kapitalizm, ezilenlerin mücadelesi gibi pek çok konuya değinen Mundruczó film de oynayan bütün köpekleri hayvan barınağındaki melez türlerden seçerek ötekileştirilmişlerin hayatını da başarılı bir şekilde ekrana getiriyor. 274 köpeği görsel efekt kullanmadan film içinde oynatmak da ayrı bir başarı olsa gerek. Oyunculuklar vasat olsa bile farklı hikayesi, güzel müzikleri ve vaat ettiği çözüm ile Beyaz Tanrı izlenmeye değer.

Bir Cevap Yazın