Ana Sayfa Eleştiriler Journal D’un Curé de Campagne (1951): Bir Taşra Papazının Ruhu

Journal D’un Curé de Campagne (1951): Bir Taşra Papazının Ruhu

Journal D’un Curé de Campagne (1951): Bir Taşra Papazının Ruhu 8.5
0
Fransız muharrir Georges Bernanos‘un 1936 yılında yayımladığı Journal D’un Curé de Campagne (Bir Taşra Papazının Güncesi) isimli romanının Robert Bresson‘un esere tamamıyla sadık kalarak romanın dilinde ve kurgusunda varolan ‘gerçekliği’ bozmadan ve dahi bu gerçekliğin ‘görüntülerle’ daha da realize edilmesiyle, romanın değerinden herhangi bir eksiltmeye ve hikâye bütününde yamulmaya imkan vermeyen bir hassasiyetle 1951 yılında sinemaya kazandırılan uyarlama filmdir. İlk filmlerinde görüldüğü ve son filmine kadar geçen zamanda görüleceği üzere filmlerinin merkezini oluşturan ögenin veya bu merkeze bağlı alt-ögelerin ne salt oyunculuk ne salt görüntü olmadığı; oyunculuk ve görüntünün sadeliğine ve uyumuna ‘ses’ ögesini ekleyerek estetik ve imgesel derinliğin bir ifadesi olarak güçlü bir ‘sinematografi‘ anlayışının ifade edilişi, Journal D’un Curé de Campagne ile belirginleşmeye başlıyor. Ve elbette filmlerinde saklı değil açık bir anlatımla kendini sakınmayan ve saklamayan, filmlerinin olduğu kadar hayatınında merkezini oluşturan ve ben buradayım diyen Bresson’un minimal Katolikliği, papazın ve hikâyedeki diğer kahramanlar için yürünülecek yolu ve yolun nihayetinin nereye varması gerektiğini imliyor.


Filmin genel özellikleri ‘auteur’ sinemasının da özelliklerini belirler, bunlar; amatör oyuncu seçimi, minimal-sade hikâye örgüleri, görüntü ve sesin ekonomik kullanımı. Durağanlık ve sessizlikle imgesel  anlatımın gücünü sonuna dek keşfetmeye ve bu sade anlatımı bir sinema dili olarak kullanmaya çalışır. Ses ve görüntü arasındaki denge konusunda oldukça hassas davranır ki Bresson görüntüyle anlatılmakta olanın sesle tekrarlanmasından nefret eder. “Ses hiçbir zaman görüntünün yardımına koşmamalı, görüntü de sesin” diyerek bu konudaki bakış açısını ifade eder ve filmde müzik kullanımını; gerçeği değiştiren, hatta yok eden bir unsur olarak görür.

Filmde papazın (Claude Laydu) ve Chantal’in (Nicole Ladmiral) dışında güçlü oyunculukların olmaması, minimalist sinemanın temel argümanlarından amatör oyuncu tercihinden kaynaklanır. Bresson’un oyuncularından istediği, Journal D’un Curé de Campagne filmindeki oyunculuklarda da kendini gösterdiği gibi sadece metni okumalarıdır; metinde geçen kelimelerde içkin olan duyguyu ve anlamı oynamaları ve yaşamaları değil. Bresson bu konuyla ilgi düşünceleri şöyle ifade etmiştir;

Oyuncu yok. (Oyuncu yönetimi yok.)
Rol yok. (Rol çalışmak yok.)
Sahneye koyma yok.
Hayattan alınma modeller kullanarak , GÖRÜNMEK (oyuncu) yerine, OLMAK (model).


Journal D’un Curé de Campagne‘de diyaloglar ve görüntüdeki diyalektik, soyut (simge) ile gerçeklik (nesne) arasında salınır. Ve bu salınmalar, papazın ─daha geniş bir anlam ile insanın─ ‘ruhunda’ sabitlenir ve ‘ruh’, gerçekliğin ifadesi olur. Papazın film boyunca süren çatışması bu gerçekliğin ifadesi ve ifşası olarak görüntü ve sesin (metin) aynı anlam bütünlüğüne ulaştığı bir anda kendini gösterir; bu sahne papaz ile kontes arasında geçen madalyon sahnesidir. Papaz ve kontesin arasında geçen, gerilimi yükselen diyalogun aniden sessizlik ile bozulmasıyla; dilin ve metnin değil iki ruhun metafizik-tinsel konuşmasını izleriz.

Papazın ‘ben’i ve inancı arasında gerilim film boyunca farklı farklı göndermelerle beslenir; şarap ve kan kusma, tavan arasındaki ölüm, çamura düşmek. Bu simgelerle papazın toplumdan ve kendinden gitgide uzaklaşmasının en merkezi sebeplerini; zihinsel ve manevi çatışmaların içerisinde, ruhu kurtarmak için varoluşu ‘metafizik’ bir gözle okumaya çalışan ve fakat hayatın akışında insanlarda ruhu kurtarmanın merkeze alınmadığını görmesi ile açıklayabiliriz.


Bresson’un eserlerini sinematografi olarak kavramsallaştırmasını görsel olarak Journal D’un Curé de Campagne filminde ve bu kavramın metinsel ifadesini de Sinematografi Üzerine Notlar isimli kitabındaki şu dipnotta anlattığı kısa hikâyedeki bakış açısıyla anlamaya çalışabiliriz: 

Geçen gün, Notre-Dame bahçelerinden geçiyorum. Karşıdan bir adam geliyor. Arkamda kalan bir şey gördü ve birden gözleri aydınlandı. Koştuğu genç kadını ve küçük çocuğu adamla aynı anda görmüş olsaydım bu mutlu yüz beni o kadar etkilemeyecekti; belki dikkat bile etmeyecektim.

Filmde Bresson, yazar Bernanos’un zihinsel metinsel olarak yaptığının tersini yapmaya çalışmıştır; Bresson sebepler üzerinden değil sonuçlar üzerinden görüntüleri inşa etmiştir ve kitabında bunu şöyle ifade etmiştir: Neden sonuçtan sonra gelsin, birlikte ya da önce değil.

Puanlama

8.5

8.5
Kullanıcı Oyu: ( 2 oylar ) 8.3

Semih Alkan 1985 yılında Ankara da zaman hokkasının içerisindeki farklı renklerin arasında yerimi aldım.Fotoğraf sanatı ile iştigalim.Hikaye anlatmanın kısırlaştığı bir çağda , modern çağın en önemli hikaye anlatma aracı olan sinema ile “Açık hava sinemalarının” son demlerine yetişerek tanıştım.İnsan,zaman hokkasına daldırdığı divit ile hikayesini anlatmaya devam etmekte;sözle-yazıyla- mercekle.Senin hikayen ne ?

Bir Cevap Yazın