Ana Sayfa Eleştiriler The Batman (2022): İntikamın Getirdikleri

The Batman (2022): İntikamın Getirdikleri

The Batman (2022): İntikamın Getirdikleri 7.5
0

Bir türlü istenileni veremeyen DC, 2019 yılındaki Joker filmiyle oldukça karanlık bir anlatıyla, daha az süper olmayan kahraman, anti-kahraman sularında yüzeceğinin sinyallerini vermeye başlamıştı. Joaquin Phoenix’in unutulmaz performansının etkisiyle bu karanlık atmosfer de çok sevildi. Matt Reeves’in yönettiği, geçtiğimiz günlerde seyirci karşısına çıkan The Batman de bu sinyallerin kısa süreli sinyaller olmayacağının aksine bir şirket politikasına evrileceğini kanıtlar nitelikteydi. Batman’i canlandıran Robert Pattinson’ın da nasıl bir Batman olacağı merak konusuydu. Hem temkinli hem de meraklı gözlerle The Batman vizyona girdi.

Batman veya Joker filmlerinde başrolün hep Gotham olduğuna inanırım. Çünkü Batman’i Batman, Joker’i Joker yapan hep Gotham şehri idi. Christopher Nolan’ın üçlemesinin belki de en büyük zaafı Gotham tasvirini yüzeysel kalmasıydı. Set tasarımda usta olan Tim Burton’ın yönettiği Batman filmlerinde ise etkileyici bir Gotham tasviri vardı. Burton’ın stili şehre çok iyi ayak uydurdu. Todd Phillips, Joker’de sanki Gotham’ı değil de New York’u arka mahallelerini anlattı. Hal böyle olunca Burton’ın Gotham’ını kıyas kabul ederek yaklaşık 30 yılı deviren bir Gotham hasreti vardı diyebiliriz. Matt Reeves filmin başında iddialı bir şehir tasviri ile karşımıza çıkıyor. Suça batmış, umutsuzluğun eşiğinde bir şehir. Filmin başında da geçen bir replikle; “kendi kendine bitiren bir şehir.”

the batman 2022

Ayrıca İlginizi Çekebilir: Joker (2019): “Sizce Her Şey Zıvanadan Çıkmadı mı?

Şehir yeni belediye başkanını seçmeye hazırlandığı sırada daha doğrusu seçime az bir zaman kala şehrin belediye başkanlığını 3 dönem boyunca yapan kişi, kimliği belirsiz bir kişi tarafından öldürülür. Bu sırada kanunsuz olarak tanınan Batman, şehirde suçlulara korku salmaya yeni yeni başlamıştır. Buna rağmen en azından Gotham polisi tarafından otorite olarak kabul görmüş olduğunu görürüz. Belediye başkanı cinayetinin şehrin en önemli olayı olmasının yanı sıra ölen belediye başkanının arkasında bıraktığı oğluyla kendini özdeşleştiren Batman bu davayla daha da yakından ilgilenir. Olaylara direkt olarak detektif gözüyle bakar. Alışık olduğumuz Batman filmlerinden ziyade teknolojisi daha gelişme aşamasındadır, bu yüzden de olabildiğince sınırları ve zaafları olan bir kahraman izleriz. Ayrıca burada bahsettiğimiz cinayet de arkası gelecek cinayetlerin ilk habercisidir. 

Riddler lakaplı bir suçlu tarafından gerçekleştirilen cinayetlerin ortak paydası bütün kurbanların yozlaşmış devlet görevlilerinden oluşuyor olmasıdır. Riddler “Daha fazla yalan yok.” diyerek bu cinayetleri işler ve daha fazla halkın ve kendisinin kandırılmasını istemez.

the batman

The Batman filminin mottosu intikam üzerine inşa ediliyor. Peki bu intikam neyin intikamı. Filmin ilk bölümlerinde de Batman “I am vengeance. (Ben intikamım.)” diyerek filmi giriş bölümünden gelişme bölümüne taşıyor. Burada Bruce Wayne’in kişisel sebeplerinden ötürü değil de (ebeveyn kaybının sorumlularından) daha çok Gotham’ı bu hale getirenlerden alınacak bir intikamdan söz etmek akla daha yatkın geliyor. Filmde bir de intikam benzerliği dikkati çekiyor. Riddler’ın da geçmişinden ötürü özellikle Thomas Wayne’in sebep olduğu bir yıkım intikam alma güdüsünü tetikliyor. Filmin iyi-kötü ana karakteri olarak ayrılan ve kendi adaletlerini topluma empoze etmeye çalışan iki tarafı da harekete geçiren intikam duygusu oluyor.

the batman 2022 filmi robert pattinson

Bu filmde Bruce Wayne’i daha melankolik, daha çok çıkmazda olarak görüyoruz. 20’li yaşlarında bir Bruce Wayne izleriz. Batman’i tanıdığımız giriş filmlerinde Bruce Wayne’i daha çok tanıma fırsatı bulmuştuk. Burada içinde bulunduğu durumu anlamakta açıkcası güçlük çekiyoruz. Soğuk, renk vermeyen, duygusunu göstermeyen bir Bruce Wayne/Batman bu. Güldüğüne bile şahit olmuyoruz. Robert Pattinson’ın mizacının getirdikleri diye de yorumlanabilir ama sanırım durum bir tercih silsilesinden ibaret. Hatta diğer filmlerde Alfred ile olan tatlı atışmalarına dair bir şey de görmüyoruz. Sadece Alfred’in başına gelen talihsiz olaydan sonra dostane bir hava görüyoruz. Ama hepsi bu. Ebeveyn kaybının travmasını atlatıp atlatmamakla da veya 20li yaş kimlik bunalımıyla da açıklanacak bir duygu durumu değil bu. Sanki bir çeşit buhranda ama hiç o tarafa değinmek istemiyor Reeves. Büyük ihtimal orada diğer filmlerden farklı bir sonuç elde edemeyeceğini biliyor. Bilindik hikaye.

the batman 2022

Nolan’la beraber popülaritesini artıran kahraman Batman, Matt Reeves’in elinde sanki biraz Burton’dan biraz Nolan’dan izler taşıyor. Tim Burton’ın 2. filmi Batman Returns (1992)’de yer alan karakterler Cat Woman ve Penguin bu filmin de önemli parçaları arasında yer alıyor. Batman’i canlandıran Pattinson’un yanında Kedi Kadın-Zoe Kravitz ikilisi de merak konusuydu. Büyük ihtimalde en iyi cast seçimi burada olmuş diyebiliriz. Colin Farrell’in Penguin rolünde herhangi olup olmamasını önemli bir detay olarak ele almak yanlış olur. Öyle bir makyaj/maske yapılmış ki Colin Farrell olduğuna kimseyi inandıramazsınız. En kötü oyuncu seçiminde de Alfred’i canlandıran Andy Serkis var. Bu seçim Nolan’ın Batman üçlemesinin gizli kahramanın Michael Caine olduğu fikrine varmama sebep oldu. Caine ne kadar doğru bir tercih ise Serkis bir o kadar yanlış bir tercih olarak karşımıza çıkıyor. Robert Pattinson’ın Batman rolünde ise iyi bir oyunculuk çıkardığını söyleyebiliriz. Gerçi Keaton ve Bale’e kıyasla filmin içindeki kostümle kalma yüzdesi çok daha fazladır diye düşünüyorum. Bu durum oyunculuğu hakkında saf bir bilgi almamızı engelliyor.

the batman 2022 filmi

Ayrıca İlginizi Çekebilir: 21. Yüzyılın En İyi 101 Senaryosu

Yazının başında Batman’in 2019 yılında çıkan Joker’in ekseninden gittiğini belirtmiştik. Marvel filmlerinin birbiriyle eklemleme metoduyla bağlanmasını kendi evrenine taşıyamayan DC, ikidir daha karanlık temaya sahip, süper olmayan kahraman, anti kahramanlarla ve evrenden büyük ölçüde bağımsız filmlerle adından söz ettirmek istiyor ki bunda bana kalırsa başarılı oluyor. Fakat Joker’de seyirciye sordurtmayı başardığı eleştirel soruları burada adalet, siyaset üzerinden sormaya çalışırken yönetmen Reeves tökezliyor. Daha çok filmin estetik yönüne ağırlık vererek asıl derinleşmesi gereken konularda sığ kalıyor. Genel olarak izleyici tatmin eden ve beklentileri karşılayan bir yapım The Batman. DC’nin Joker’den sonra stratejisine de ilk adım kadar güçlü olmasa da, sürekliliği sağlayacak kadar da cılız olmayan bir ikinci adım. Sadece aklıma şu soru geliyor ve böyle bir ihtimalle nasıl bir yapım izlerdik: “The Batman’i David Fincher gibi bir yönetmen çekmiş olsaydı?”

Puanlama

7.5

7.5
Kullanıcı Oyu: ( 2 oylar ) 8.6

Bir Cevap Yazın