Unorthodox (2020): Geleneklerin Sıfır Noktasından Kendine Yolculuk
26 Mart’ta Netflix ekranlarında yayınlanan 4 bölümlük mini dizi olan Unorthodox, Deborah Feldman’ın otobiyografi türündeki kitabından diziye uyarlanan müthiş bir yapım. Bir kadının devrim hikâyesi de diyebileceğimiz dizi, baş karakter olan Esty’nin (Esther Shapiro) hikâyesinden yola çıkarak New York’taki Yahudi Cemaati Hasidiklerin kültürünü ve bu kültürün bireydeki travmalarını izleyiciye sunuyor. Dizide İngilizce ve Almancanın yanı sıra Almanya ve Amerika’da yaşayan Yahudilerin konuştuğu dil olan Yidce’nin (Yiddish) konuşuluyor olması ise önemli bir ayrıntı.
Yidcede “geleneklere uymayan” anlamına gelen unorthodox kelimesinden yola çıkan dizide, cemaat geleneğinde kuralların, bireylerden daha önemli olduğu gerçeği tüm çarpıcılığıyla anlatılıyor. Dizi, Yahudilerin soykırım sonucunda kendi kabuklarına çekildiği bir dünyanın kapısından içeri girmemizi sağlıyor. New York’ta yaşayan Hasidiklerin küçük ve yalnız dünyasında kurallar çok sert. Dilleri, ibadetleri, giyim tarzı, yemekleri ve bayramları ile yok olmaya yüz tutmuş bir kültürü izlerken aslında tüm üyelerin bu kültürü yaşatmak için böylesi sert kurallara ihtiyaçları olduğuna da tanık oluyoruz. Cemaat üyelerinin birbirine olan sadakati ne kadar kusursuzsa sınırlar da o derece keskin. Kadın ve erkeğin rolü karşı konulamaz derecede belirgin. Erkekler ve kadınlar arasında sorgusuzca kabullenilmiş kurallar söz konusu. Erkeğin yeri ise kadından daima bir adım önde. Kuralları erkeklerin keyfi olarak esnetmesi mümkün. Dünyanın farklı farklı yerlerinde kadınların erkek egemenliği altındaki yok oluş hikâyesi Hasidiklerde de mevcut. Sınırlı bir eğitim hayatı olan kadının kutsal görevi tüm bilindik hikâyelerdeki gibi eşini mutlu etmek, evinin kadını olmak ve çocuk doğurmak. Çocuk yapmak cemaat için en önemli değer kabul ediliyor. Soykırımda yok olan nüfuslarını geri kazanmak için kadının doğurganlığı her şeyden kıymetli. Cemaat bu noktada bireylerin cinsel yaşamı üzerinde de büyük söz sahibi. Evlilik öncesinde ise cemaatin kuralları çerçevesinde cinselliğe dair eşlere detaylı bilgilendirmelerde bulunuluyor.
Cemaatin tüm yasaklarına rağmen kendi yolunu arayan derin bir insan hikâyesi Unorthodox. Naif ve kırılgan görünümünün ardında cesur bir kadın imajı söz konusu. Ailesine, özellikle babaannesine bağlı 18 yaşında genç bir kadın olan Esty, eğitim hayatının bitmesi ile evliliğe hazırlanır. Büyük ısrarlar sonucunda kiracılarından piyano dersi almaya başlar. Yeni yaşamının temelini atacak olan piyano hocası, Esty için hayallerinin gerçeğe döndüğü Almanya’nın kapılarını açacaktır. Cemaati terk edip gittiği için “kötü kadın” olarak tanımladığı annesini Almanya’da tanıyan karakter, en büyük desteği de ondan alır. Hür iradesiyle girdiği bu yeni dünyada, konservatuvarda okuyan dostlarının da yardımıyla Esty, henüz üzerinden atamadığı cemaat kurallarını yerle bir eder.
Hamile kalamadığı için Esty ile boşanmak isteyen eş Yakov Shapiro, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı sıradan bir Hasidik erkeğidir. Eşinin hamile olduğunu öğrendikten sonra Almanya’da gece gündüz onu arayan Yakov’un eşine duyduğu saf sevgi, cemaatin katı kuralları ve özgürlüğü arasındaki tercihinde dik bir duruş sergileyen Esty karşısında paramparça olmaya mahkumdur.
Dizinin önemli bir diğer karakteri olan Moische, törenin uygulayıcısı göreviyle karşımıza çıkar. Fakat aynı zamanda haham tarafından Yakov ile birlikte Esty’i bulmak için Almanya’ya geldiği andan itibaren bastırılmış tüm duygular Moische’de hayat bulduğu görülür; internete girebilen cep telefonu, kadınlarla evlilik dışı birliktelik, kumar. Moische, sadakatiyle tüm topluluğun güvenini kazanan fakat tüm kuralları ilk fırsatta yok sayan toplumdaki birçok kişinin temsilidir. Anne Leah, Esty’e “Benim de peşimden Moische’yi göndermişlerdi. Moischeler hep vardır.” derken, kadınların çıktığı bu yolda daima birilerinin rahatsızlık duyduğunu ve duyacağını ifade etmiş olur aslında.
Dizinin önemli bir diğer karakteri olan Moische, törenin uygulayıcısı göreviyle karşımıza çıkar. Fakat aynı zamanda haham tarafından Yakov ile birlikte Esty’i bulmak için Almanya’ya geldiği andan itibaren bastırılmış tüm duygular Moische’de hayat bulduğu görülür; internete girebilen cep telefonu, kadınlarla evlilik dışı birliktelik, kumar. Moische, sadakatiyle tüm topluluğun güvenini kazanan fakat tüm kuralları ilk fırsatta yok sayan toplumdaki birçok kişinin temsilidir. Anne Leah, Esty’e “Benim de peşimden Moische’yi göndermişlerdi. Moischeler hep vardır.” derken, kadınların çıktığı bu yolda daima birilerinin rahatsızlık duyduğunu ve duyacağını ifade etmiş olur aslında.
Konservatuvar seçmelerinde babaannesi ile gizlice söyledikleri ve aralarında sır olan bir şarkıyı seslendirir. “Neden gizli söylüyordunuz?” sorusunu ise şöyle yanıtlar Esty: “Bizim cemaatimizde kadınların şarkı söylemesi yasak. Kadın şarkı söylediğinde erkeği tahrik ettiği düşünülür.”
Dizinin ana karakteri Esty’i müthiş performansıyla Shira Haas canlandırıyor. Karakterin duygu ve düşünce durumunu izleyiciye aktarmada kusursuz bir oyunculuk sergileyen Haas, dizinin izleyiciyle olan bağını her sahnede güçlendirirken hikâyeden bir an olsun kopmak mümkün olmuyor.
Geleneklerin sıfır noktasından bir kaçışın öyküsü Unorthodox. Kendine güvenin, korkuyu ve kaygıyı yok ettiği bir meydan okuma çabası aynı zamanda. Toplulukların yok saydığı, törelerin bireyi değersizleştirdiği dünyadan sıyrılıp gelenlere selam gönderen dizi, tüm engeller karşısında kendi kaderini tayin eden herkese bilhassa kadınlara adanmış bir yaşam öyküsü aslında.