Wild Tales (2014)
Geçtiğimiz haftalarda adından sıkça söz ettiren Arjantin’in yabancı dilde Oscar adayı Relatos Salvajes bu hafta vizyona girdi. Oscar’da adaylığı açıklandığı andan itibaren gözler bir anda Wild Tales’e çevrildi ancak Arjantin’in kendi akademisinin ödül töreninde almadığı ödül kalmamasına rağmen film Oscar’dan eli boş döndü. Damian Szifron’un El fondo del mar ve Tiempo de valientes’den sonra üçüncü uzun metraj filmi Wild Tales.
Son zamanlarda görmeye alışık olduğumuz ve gelenekselleşen senaryo tekniği, ayrı ayrı hikayeleri konu alıp filmin gidişatına göre sonda ya da ortada hikayelerin kesişmesiydi ve bu filmde de beklenen buydu. Bir de tabi ki bu tür filmlerin sonunda “vay be dünya ne kadar küçük” demeyi adet edinmemizdi. Wild Tales bunun tersini yapmak için gereğinden fazla bir çaba koyuyor. Birbirinden tamamen bağımsız 6 hikaye ile karşımıza çıkıyor. Her hikaye sakin bir başlangıç sekansı içeriyor. Gelişme sürecinde farklı tarzlarda trajediler izleyiciyi gerilim havasına sokuyor. Finallere doğru ise absürt bir kara komediyle karşılaşıyoruz.
6 hikaye de birbirinden farklı vakalara odaklanıyor. Hikayelerde ön plana çıkan duygu ise intikam. Birinci hikayemiz hayatları umulmadık bir şekilde kesişen manken ve müzik profesörünün bir uçağın içindeki uzun soluklu diyalogundan ibaret. Tabi bu diyaloga bir süre sonunda sayısız kişi eşlik ediyor. İntikam duygusu dozunu arttırıyor. Bir taşla en fazla kaç kuş vurulacağının ispatı yapılıyor.
Bir sonraki hikayede garson kız geçmişinde kötü bir şekilde yer edinen başkan adayını çalıştığı restorana misafir ediyor. Geçmişiyle mücadele edişi ve intikam duygusunu bastırma çabalarına şahit oluyoruz. Tam bu duruma alışıyorken kendimizi iki aracın birbiriyle atışmasında buluyoruz. İki sürücünün inadı diğer hikayenin mutlu sonla bitmesine engel oluyor. Yarı aksiyonvari sürücü atışmasından hemen sonra düzensiz bir sistemin kölesi olmaya boyun eğmeyen bir mühendisin hikayesini konu alan “dinamit adam” var. Park kavgasının çok farklı bir boyutu. Pastaneden devlete başkaldırışa uzanan bir hikaye. 5. hikayede ise “paranın satın aldığı hayatları” konu alıyor. Hamile bir kadının trafik cezasına kurban gitmesi. Son hikayede ise neşeli bir düğün çerçevesi içerisinde aldatıldığını öğrenen gelinin karmaşık psikolojisi işleniyor. Aldatmanın bedelini damat en ağır şekilde ödüyor.
Filmin nerdeyse tamamına bastırılamayan intikam duygusu hakim. İntikam duygusu gerilimi besliyor ve yazının başında da dediğim gibi en sonunda ortaya kara komedi çıkıyor. Son zamanlarda antolojik film tarzında nadir sivrilen filmlerin başında geliyor Wild Tales. Sivrilmesinin yanı sıra antolojik filmler içerisinde de ayrı bir yere oturuyor. Film sıkılmanıza yapısı itibariyle izin vermiyor. Bir olaya tam hakim oluyorken yenisi başlıyor ve iki saat ister istemez kolay geçiyor. Sinemada ne izleyebilirim diyenler için güzel bir seçenek olabilir. İyi seyirler.