Açlık Oyunları / Hunger Games

  Kitapları tüm dünyada milyonlarca satan ve okurları tarafından büyük bir heyecanla beklenen Açlık Oyunları serisinin ilk filmi 7.3 IMDB puanı ve Gary Ross yönetmenliğiyle karşımıza çıkıyor. Başrollerinde bulunan oyuncuların hiç biri ünlü değil ancak seri sonunda tüm dünya tarafından tanınacakları aşikar. Film bir nevi ütopyayı konu alıyor.Hikayenin içinde geçtiği ülke kendi içinde kuralları olan ve çok farklı bir sistemle yönetilen bir ülke. Bu ülke, bir merkez ve buna bağlı on iki mıntıkadan oluşuyor. Her mıntıka bir alanda özelleşmiş, örneğin başroldeki kızımız Katniss’in mıntıkası olan 12. Mıntıka madenci. Bu da film içerisinde sık sık çeşitli şekillerde karşımıza çıkıyor.

  Film, konu itibariyle bu ülkede düzeni sağlamak için yapılan ve her mıntıkadan bir kız bir erkek haraç seçilmesini gerektiren “Açlık Oyunları” üzerine yoğunlaşsa da, oyunlara hazırlık aşaması da gayet ayrıntılı bir biçimde anlatılmış. Ayrıca Katniss’in stilisti rolünde Lenny Kravitz’i görmemiz de küçük bir sürpriz.  Ancak her kitap uyarlamasının yaşadığı sorunu bu film de yaşıyor. Kitapta anlatılan olaylar ve film birbiriyle uyuşmuyor. Üstelik Açlık Oyunları, kitapları okunmadan tam anlamıyla özümsenecek bir film olmamış. Kitabı okuyanların beklentilerini büyük ölçüde karşılasa da okumayanların kafalarında birçok soru işaretiyle filmi bitirmeleri gayet doğal.

Olaylar Katniss Everdeen’in (Jennifer Lawrence) kız kardeşinin Açlık Oyunlarına seçilmesi ve bunun üzerine Katniss’in onun yerine gönüllü olmasıyla başlıyor. Aynı mıntıkadan Peeta Meelark (Josh Hutscherson) da seçiliyor ve bir yandan da bir aşk hikayesi yaratılıyor. Oyunlara geldiğimizde ise şiddetin ve maceranın gündeme geldiğini görüyoruz. Adından da anlaşıldığı üzere Açlık Oyunları sağ kalmak için gerekenin yapılmasını gerektiren bir savaş. Yaşları 12-18 arasında değişen gençler kazanmak için her şeyi yapabilir. Ki onlar da bu konuda gayet yaratıcı davranıyorlar.

Film aslında hem olayların gidişatı hem de ana karakterin duygusal çelişkilerine aynı oranda odaklanabilmesi açısından güzel. Zira daha önce Harry Potter serisinde neredeyse robotumsu bir duygu durumu görmüş ve yalnızca olayların gösterildiğine tanık olmuştuk.

  Uzunluk açısından yine uyarlama filmlerle aynı kaderi paylaşıyor ve ortaya upuzun bir film çıkıyor ancak sürükleyicilik açısından bu uzunluğu göz ardı etme olasılığımız yüksek. Ayrıca macera severler için gayet ideal bir film.  Bu tarzı seviyorsanız ve dahi kitaplarını okumuşsanız filmi büyük ölçüde beğeneceğinizi söyleyebilirim.