İhtiyar Delikanlı / Oldboy (2003)

Gülünce dünya seninle güler, ağlayınca yalnız ağlarsın…

Bazen söylenen ufacık cümlelerin hangi hayatları ne kadar etkileyeceğini tahmin etmek imkansızdır. Oh Dae-Su konuşmayı seven, evli sıradan bir Koreli gibi hayatını rutin bir düzende devam ettiren bir adamdır. Küçük kızının doğum gününde içkiyi fazla kaçırır ve karakola düşer. Çıktığında aklındaki tek şey kızına aldığı hediyeyi eve götürebilmektir. Ancak onun için hazırlanan başka bir sürpriz vardır.

Yunan mitolojisinde Oedipus Efsanesinin farklı bir yeri vardır. Ünlü psikanalist Freud’un bu efsaneden yola çıkarak ortaya sürdüğü teorilerle tanınır. İşlediği bir günah nedeniyle lanetlenen Kral Laios oğlunun kendisini öldürmesiyle cezalandırılır. Bunun olmasını istemeyen kral ,oğlunu ormana götürür ve öldürülmesini emreder. Ancak çocuk buradan kurtulur. Bir başka aile tarafından evlat edinilir ve yıllar sonra evlatlık olduğunu öğrenerek yaşadığı şehri terk eder. Sonunda gittiği şehirde (babası olduğunu bilmeden) kralı öldürür, kimsenin bilemediği bilmeceyi çözer ve kraliçeyle evlenmeye hak kazanır. 2 oğlu 2 kızı olan Oedipus evlendiği kadının annesi, öldürdüğü adamın ise babası olduğunu öğrendiğinde ise kendi elleriyle gözlerini oyar ve kendini yollara vurur.

Oh Dae-Su; (Odisu) isminin seçilmesi bu film için kesinlikle bir tesadüf değildi. Hayatının 15 yılını nedenini ve ne olacağını bilmeden küçük bir odada yalnızca televizyon izleyerek ve hiç dışarı çıkmadan geçirmeye mahkum edilen Oh Dae-Su sonunda bu hücreden kurtulduğunda eski hayatına asla kavuşamayacağını biliyordu. Karısı ölmüştü, kızına ne olduğunu bilmiyordu ve daha kötüsü karısını öldürmekten aranıyordu. Geçirdiği 15 yıl boyunca neden orada olduğunu sorgulamış ve yaşadıklarının intikamını alacağına yemin etmişti. Çok acı çekmişti ve bunu hak edecek bir şey yapmadığına neredeyse emindi.

İntikam ateşiyle yanmakta olan Oh Dae-Su bunun için eline bir fırsat geçtiğinde bir seçim yapmak zorundaydı. Ya intikamını alıp ona bütün bunları yaşatan kişiyi öldürecek ya da bunları neden yaptığının cevabını öğrenmek için yaşamasına izin verecektir.

Yazının bundan sonrası filmin seyir keyfini bozacak derecede spoiler içerir!!

Woo-Jin; Oh Dae-Su’nun liseden arkadaşı ve Oh Dae-Su yu 15 yıl boyunca hapseden kişidir. Yaşadığı tek gerçek aşkı, ilk sevgilisini, en yakın arkadaşını ve kız kardeşini Oh Dae-Su yüzünden kaybetmiştir. Jin-seo Yun yani Woo-Jin Lee nin kız kardeşi ve aynı zamanda sevgilisi Oh Dae-Su nun onları birlikte görmesinin ardından başlayan dedikodular yüzünden intihar eder. Gencecik iki insanın hayatını söylediği tek bir cümle ile mahvetmeyi başaran Oh Dae-Su yaşattığı acının bir benzerini yaşamakla cezalandırılır. Kendi öz kızıyla birlikte olduğunu öğrenen kahramanımız kızının aynı zamanda sevdiği kadının bunu öğrenmemesi, üzülmemesi için her şeyi yapmaya hazırdır. Hem intikamından hem kişiliğinden hem de hayatından vaz geçmiştir.

Her şeyi bilerek birbirini seven iki gencin hayatını bilmeden de olsa mahveden Oh Dae-Su, sevgilisinin aynı zaman da öz kızı olduğunu bilerek yaşadığı ilişkiyi devam ettirebilecek midir?

Chan-wook Park ın aynı isimli mangadan sinemaya uyarladığı 2003 yapımı film Park’ın 4. Uzun metrajlı filmi.  Filmde izleyenleri rahatsız etmeyi amaçlamış gibi bir hali var yönetmenin. Film boyunca kanlı dövüş sahneleri, çiğ et yemeler, erotizmden arınmış seks ve insanlığın en çirkin yönlerini tüm çıplaklığıyla seyirciye sunan yönetmen, Woo-Jin’in son sahneye kadar elinden bırakmadığı soğukkanlılığı filmi çekerken yaşamış gibi. Başladığı andan bittiği ana kadar defalarca içiniz kalkacak, filmi bırakmayı düşüneceksiniz ve izlediğiniz en rahatsız edici sahnelere tanık olacaksınız. Bittiğinde ise tüm insanlık adına utanıp Woo Jin ve Jin Seo Yun için gözyaşı dökmek isteyeceksiniz.

Birbirine aşık iki kişinin kardeş olarak doğmaları onların suçu mudur? Film bittiğinde insanları eleştirirken ve dedikodu yaparken iki defa düşüneceğinize ve hayata bakışınızın değişeceğine eminim. İyi seyirler.