Liste en kötüden en iyiye doğruya gitmiyor. Herhangi bir sıralama mantığı güdülmedi. Bunu dikkat ederek listeyi değerlendirirseniz seviniriz.
Falstaff (1965)
Kral II. Richard’ı tahttan indirerek krallığı ele geçiren IV. Henry (John Gielgud), hükümranlığında zor günler yaşamaktadır. Ülke sınırlarında devam eden sorunlar ve kraliyete yakın ailelerle girdiği devamlı çatışmalar, kralı içinden çıkılması zor dönemlere sokar. Aynı zamanda yaşlanan Kral IV. Henry, oğlu Hal (Keith Baxter)’in; ziyadesiyle şişman ve çökmüş olan, palavracı Sir John Falstaff (Orson Welles)’ın himayesi altında yaşadığı, kaba ve sorumsuz hayatı onaylanmadan izliyordur. Genç prens, karşısındaki baba figürleri arasında seçim yapmak zorunda kalacağı, uzak olmayan bir gelecekten kaçar…
Falstaff(Chimes at Midnight, 1965), kaynak metne sadık denebilecek bir Shakespeare uyarlaması olmasının yanında, bir Orson Welles filmi. Çoğu listede en iyi Shakespeare uyarlamaları arasında gösterilen bu büyük başyapıt, meraklılarını hayal kırıklığına uğratmayacak cinsten bir sinema deneyimi sunuyor.
Shakespeare’in alametifarikası olarak sayabileceğimiz iyi ve kötünün birbirine karıştığı bir evrende, insan olmanın trajedisini, bu iki kutup arasında gidip gelmenin mecburiyetini yaşayan karakterlerin iç savaşıdır ana tem. İnsanoğlunu ve dolayısıyla yaşamı karmaşıklaştıran yegane itki. Filmin henüz başında cadıların ağzından aynı anda çıkan bu tek cümlelik özet, Shakespeare’in Doğu felsefesi ile ilişkisini, birbiri içinde dönen, dönüşen, değişen aydınlık ve karanlık tarafları yani Yin ile Yang’ı anımsatır.