Ana Sayfa Hürrem Celil Erdoğan

Hürrem Celil Erdoğan

Lancelot du Lac (1974): Aşkın Görmeyen Gözleri

Birbirinden farklı konulara kendi bakış açısı ve estetiği ile yaklaşan Robert Bresson, Fransız Sineması’nın bir dönemine damga vurmuştur ve hâlâ eserleriyle bu etkiyi devam ettiriyor diyebiliriz. 1974 yılında çektiği Lancelot du Lac, öne çıkan eserleri kadar hafızalara kazınmasa da bir tarihsel miti, farklı bir kanalla seyirciye aktarmasıyla önemli bir kategoridedir. Bu miti aslında çoğumuz duymuş […]

The Breadwinner (2017): Savaşın Gölgesinde ve Çizgilerin Ötesinde

Bu sene aldığı adaylıklarla dikkatleri çeken ve ödül törenlerinin neredeyse tamamında Lee Unkrich’in yönettiği Coco’nun ve biraz da diğer aday olarak öne çıkan Loving Vincent’in gölgesinde kalan The Breadwinner ülkemizde tam da Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün olduğu hafta vizyona giriyor. Deborah Ellis’in aynı adlı romanından uyarlanan The Breadwinner sözlük anlamına bakınca bir nevi filmi özetlemeye […]

Bottle Rocket (1996): Muhteşem Ekip(!)

Wes Anderson, Amerikan Sineması’nda hatta -daha geniş çaplı ifade etmemiz yanlış olmayacaktır- Dünya Sineması’nda kendi tarzını oluşturmuş ve o tarzı sinemasever kitleye kabul ettirmeyi başarmış yönetmenlerin arasında ilk akla gelenlerindendir. Filmlerinde pastel ton ağırlıklı dekor ve kıyafet düzeninde dikiş tutturmuş hatta bu renk düzenini karakterlerin ruhuna da işlemeyi kendine görev edinmiştir. Genelde yüzümüzü güldüren ve […]

Lifeboat (1944): İnsanlığın Kaybolduğu Sandal

Rear Window, Psycho, North by Northwest gibi sayısız başyapıta imzasını atan Alfred Hitchcock, 50-60 civarında film çekmesine rağmen kusursuza yakın bir filmografiye sahip. Girişte saydığım gibi ön planda olan filmleri haricinde arka planda kalmış fakat ustalıkla çekilen filmleri de var. Bunlardan biri 1944 yılında çektiği senaryosu John Steinbeck’e ait olan Lifeboat. Tıpkı bundan tam 4 […]

Call Me by Your Name (2017): Tutkulu Ama Hissiz

Andre Aciman’ın aynı adlı romanından uyarlanan ve yönetmen koltuğunda İtalyan yönetmen Luca Guadagnino’nun oturduğu Call me by Your Name bu sene sinemaseverlerin en fazla beklediği filmler arasına girmişti. Filmekimi’nde izleme fırsatı bulduğum film, ülkemizde tekrar vizyona girip girmeyeceği merak konusu idi. Meraklar giderildi ve film tekrar bu hafta vizyona giriyor. Bir araştırma için hocası Mr. […]

The Master (2012): Bir Ustanın Gölgesinde Yalnızlık

1996 yılında gösterime giren Sydney’i saymazsak Paul Thomas Anderson’ın sinema dünyasında tutunmasını sağlayan yapım Boogie Nights’dır. Film, birden çok ödül ve sayısız adaylıklarla kendini ve yönetmenini ispatlamıştı. 1970ler Amerika’sındaki porno endüstrisine odaklanan Ateşli Geceler; o dönemdeki bozuk aile yapısına ve porno endüstrisine giren bir gencin ahlaki, fiziksel değişimine bir nevi ışık tutuyordu. Yönetmen, Boogie Nights’dan […]