Ana Sayfa Anıl Boydağ

Anıl Boydağ

Da 5 Bloods (2020): Kanlı Altının Aklanışı

Spike Lee’nin yeni filmi Da 5 Bloods, 12 Haziran’da Netflix ekranlarında gösterime girdi. Amerika’dan neredeyse tüm dünyaya yayılan Black Lives Matter eylemleri ve corona virüsü sonucu bu sinema yılında gösterime girecek birçok filmin ertelenmesi, Da 5 Bloods’un yolunu daha çok gözlememize sebep oldu. Tabii ki bu filmi izlerken 1 ay önce ki halimizle izlemediğimiz aşikar […]

Hirokazu Koreeda Sineması: Gündelik Yaşamın Antropolojisi

Başlık için uzun uzadıya düşündüm ve Hirokazu Koreeda’nın Maborosi’den (1995) günümüze kamerasından ilham aldım. Koreeda bana göre underrated kalmış ve her zaman da öyle olacak bir sinemaya sahip ancak bu bizim onun sinemasına uzak kalmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Çoğu kişi onu Yasujirō Ozu’ya benzetse de o daha çok Ken Loach’a benzediğini düşünüyor. Belki de Loach’un […]

Honey Boy (2019): Rüzgâr Gibi

Hollywood’un “sorunlu” çocuklarından Shia LaBeouf’ın kendi hikâyesinin anlatıldığı Honey Boy, Otis karakteri özelinde onun çocukluğunda babasıyla olan ilişkisi yüzünden oluşan travmatik sonuçların ilk ortaya çıkış dönemlerine uzanıyor. Sorunlu bir babanın etrafında dolaşan hikâye, LaBeouf’ın çocukluğuna dair hatıralarının masallaştığı spesifik anlara yoğunlaşıyor. Alma Har’el ve Natasha Braier’ın vizyonunun yükselttiği film asıl farkını da burada ortaya koyuyor. […]

After Hours (1985): Amok Koşucusu

New York Estetiği ve Dönem Adam Curtis’in 2016 yapımı belgeseli HyperNormalisation, oldukça uzun bir periyoda yaydığı tarihiyle Dünya’nın günümüz politik konumuna nasıl geldiğini anlatır. Bunun için belgeselin başında iki önemli şehir ve tarihten bahseder, buradaki şehirlerden biri New York diğeri ise Şam’dır. Bu belgeselde New York’un 70’lerde başlayan çöküşü ve devamındaki ortamı algılayabilmek, Scorsese sinemasının […]

Dolor y gloria (2019): Gerisi Hatıra¹

Bir yazıya başlama süreci ve onu devam ettirmek çok zordur, tarihteki birçok yazar, bunun ne kadar acı verici bir süreç olduğunu hatta bundan nefret ettiklerini bile söylerler. Bu yüzden Pain & Glory hakkında yazmak hiç kolay olmayacak çünkü filmin adında geçen “acı” (pain) kısmı, filmin baş karakteri Salvador’a ait, Salvador’un hepsi olmasa da çoğu özelliği […]

The Souvenir (2019): Mahremiyet ve Hatıralar Bütünlüğünde Hogg’un Yeni Sineması

Sundance’de büyük ödülü alıp ismini duyuran The Souvenir, Joanna Hogg’un dördüncü uzun metraj filmi. Souvenir’in anlamı ise hatıra demek, Hogg hayatının ve karakterinin büyük bir parçasını belirleyen bu dönemi, mükemmeliyetçi bir ayrıntı ve kurduğu büyük derinlik ile bize sunuyor hem de ikinci bir bölümünün olacağını müjdeleyerek. Film, belirli dramatik unsurlar ele alınarak çekilse de, Hogg’un […]