Dolor y gloria (2019): Gerisi Hatıra¹

Bu heyula, annesinin dünyasının renklerinin filmin çocukluk kısmına dokunuşları ile de devam ediyor. Yani bugün ile geçmişi ayıran bir kontrast var. Filmin sonlarına doğru annesinin son dönemleri bu kontrastın neden oluştuğuna dair belirli nüansları da bize gösteriyor. Salvador’un o son filmi çekişi bir yandan bir öç almaya da dönüşüyor; annesinin hasta olduğu döneme yapılan ‘flashback’ler ise yıllar içerisinde ikisi arasında dönüşen ve gelişen ilişkiyi ve bu öcün nedenini bize gösteriyor. Bugün Almodóvar’ın kariyerindeki o alışageldik renkleri barındırırken, geçmiş annesinin ve yaşamlarının sadeliğini getiriyor. Yani Almodóvar, filmin içerisinde bir yandan annesine olan sevgisini yerleştirirken, Salvador sayesinde de sarıldığı bu heyulayı aynı anda yenmeye çalışıyor. Bu anlar ve bu anların içerisinde ağrılarla cebelleşen Salvador karakterini oynayan Banderas’ın oyunculuğu ise muazzam. Hem bu acıların tasvirinin gerçekliği hem de Banderas’ın oyunculuğuyla beraber, filmden çıkanlardan “belim ağrıyormuş gibi hissediyorum” dediklerini duydum. Benim ise filmi izlediğim sıralar gerçekten belim ağrıyordu ve kendimle filmin bağı her dakika daha da arttı ve seyri bir yandan zorlaştırırken bir yandan da zamanın nasıl geçtiğini anlamama hâline kadar götürdü. Bu da sinemanın değerine ve her birimizin hayatına nasıl farklı etki edebileceğine güzel bir örnek olsa gerek. Filmde en önemli element Banderas’ın oyunculuğu olduğu için Penélope Cruz çok fazla öne çıkmıyor. Almodóvar filminde bir kadının öne çıkmadığı La mala educación (2004) sonrası ilk film diyebiliriz, Pain & Glory için.
¹
Yazının başlığı Louise Glück’ün Nostos şiirinden esin alınmıştır, bu kısa kesitin tamamı ise orijinal dilinde şöyledir:²https://open.spotify.com/playlist/2ghdoxKyWJLKOW6D18I73T?si=Ck3cbC-PSoWvbV1UiQsh-w
Yorum(1)