Elveda Lenin / Good Bye Lenin! (2003)
Almanya II. Dünya Savaşı’nı kaybeder ve Berlin işgal kuvvetlerince 4 parçaya bölünür. Amerikanlar, Fransızlar ve İngilizler birleşerek batı ittifakını oluşturur. Batı Berlin’i kapitalizmin üssü olarak gören Sovyetler Birliği ise bu ittifaka karşı çıkıp Doğu Almanya’da kendi rejimini kurar. Fakat sosyalist ekonomiye ve otoriter bir siyasete sahip Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya yoğun kaçışlar başlar. Bunu engellemek içinse Sovyetler Birliği en sonunda Berlin Duvarı’nı örmeye karar verir. Tüm dünyanın Utanç Duvarı olarak bildiği duvarı…
61 yazında bir gecede, tamamen gizlilik içinde örülen duvar, kesin sayı bilinmese de çocuk, genç, yaşlı yaklaşık 250 kişinin canına mal olur. Doğu Almanya hükümeti her ne kadar bu duvarı, sosyalist Doğu’yu kapitalist Batı’ya karşı koruyan bir kalkan olarak göstererek meşrulaştırmaya çalışsa da Alman Demokratik Cumhuriyeti’nin verdiği seyahat izinleri ile duvarın işlevi yitirilmiş olur. Ve nihayet, bu utancın resmi yıkımı yine 90 yazında gerçekleşir.
Filmin omurgasını da işte bu duvar oluşturmakta. Alexander, bu duvara karşı mücadele veren bir gençtir. Ama tahmin edileceği üzere özgürlük veya sosyalizm için değil, annesi için.
Alex’in annesinin de hayallerinin yıkımı demektir, lakin henüz o bunların hiçbirinin farkında değildir. Anne, Doğu Berlin’in sonlarına doğru komaya girer ve duvarın yıkılmasından aylarca sonra tamamen farklı bir Almanya’da uyanır. Ama bunları bilmemelidir çünkü yaşayacağı küçük bir şok onu ölüme götürecektir.
Doğu Almanya’nın da bir nevi yıkılması ile sosyalist insanların sosyalizm hayalleri yerle bir olur. Bu, sosyalizme inanan ve bu yol için yaşayabileceği farklı bir hayattan vazgeçen
Alex’in duvarla mücadelesi bu noktada başlar. Annesini evden çıkarmadan ona tüm dünyayı gösterir, değişen ya da aynı kalan her şeyi. Komünizmden eser kalmayan, kapitalizmin ele geçirdiği Doğu Berlin’i annesinin hatıralarındaki gibi göstermeye çalışır, tamamen yapay bir dünya kurar onun için. Annesinin her zaman yediği turşu markasına kadar herşeyi ayarlar.
Yann Tiersen’ın mükemmel notalarının arasında geçen film festivallerde de hak ettiği başarıyı elde etmiştir.
Alex, umudun saniyelik değil, ömürlük olduğunu annesi için yaptığı her küçük şeyde seyirciye anlatmaktadır. Fakat yine, yaptığı çok küçük bir şey için bile gösterdiği muazzam çabada yaşamanın değil, esas yaşatmanın zor olduğunu gösterir.
Umutlar, hayaller her zaman vardır ama onları korumak zordur. Bu zorluğu aşmamıza yardımcı olacak insanlar da en yakınımızdadır. İyi seyirler…
Yazan: Öznur Singin
Etiketler:
2003 Alex Almanya anne Berlin Duvarı dram komedi Lenin romantik Utanç Duvarı Yann Tiersen