The Perks Of Being A Wallflower (2012)
“Benim gerçekte ne kadar deli olduğumu bilseler beni yine de bu kadar sevebilirler mi?” diye soran, filmde Charlie’nin aşık olduğu karakter Sam, yanıtını Charlie’nin hayatında buluyor. “Neden herkesi kurtaramıyoruz?” diye soran, filmde de “Nothing” yaftalamasına maruz bırakılan ve Charlie’nin mektup yazdığı arkadaşının dışındaki en yakın arkadaşı olan Patrick karakteri, yine sorusunun cevabını Charlie’nin hayatında buluyor. Dostlukların nasıl ve ne kadar sürede kurulubileceğinin cevabını da biz Charlie’nin hayatında buluyoruz.
Filme malzeme olan ögeler, klasik Amerikan liselerindeki gençlerin hayatının anlatıldığı filmlerle paralellik taşıyor. Bu lisenin de futbol takımı, bu takımın okulun ezik diye tabir edilen kesime işkence eden zorbaları, popüler kızları ve erkekleri aynı zamanda bunların arasında çıkan kavgaları var. Ama filmde anlatım yolu çok farklı. Öncelikle oyunculuklar göz dolduruyor ve klasik hatta bayağı gençlik filmlerindekilerin aksine samimi. Başrolleri paylaşan, Logan Lerman, Emma Watson ve Ezra Miller rollerini gerçekten yaşamışlar. Özellikle Charlie karakterine hayat veren Logan Lerman sanki onun acılarını, mutluluklarını, zevklerini yani neredeyse tüm hayatını hissetmiş ve paylaşmış. Yönetmen hikayesini anlatırken özgür olduğu için oyunculuklar da o denli özgür olmuş.