Ana Sayfa Eleştiriler Dune (2021): Macera İçinde Macera

Dune (2021): Macera İçinde Macera

Dune (2021): Macera İçinde Macera 8.5
0

”Jessica’nın aklına T.K. İncil’inden cümleler geldi. “Elde etmenin de vakti vardır, yitirmenin de. Elde tutmanın da vakti vardır, bırakmanın da; sevginin de vakti vardır, nefretin de; savaşın da vakti vardır, barışın da.”

Dune, Frank Herbert

Dünya insan soyunun, Arkaik dönem mağaralar dönemine olan uzaklığından çok daha uzak olan bir gelecek evrenindeyiz. Dune evreni. Kültürü, dini, ekolojisi, bilimi, siyaseti, mitleri ve sanatı eski dünyanın sadece kırıntılarından oluşan oldukça farklı ve kendine has olan bu evrenin oluşturucusu Frank Herbert. Kendisi aynı zamanda gazeteci ve ekolojist olan Herbert, bilim kurgunun alt türü olan “Space Opera (Uzay Operası)” dediğimiz türe şimdiye kadar en çok okunan eserlerden birini bırakıyor. Orijinal seri altı kitaptır. 7. Kitabı yazarken vefat eden yazarın, oğlu ve yayıncısı tarafından daha sonra üçer kitaplık bir seri daha yazılmıştır. Evren, daha evvel 1984’te David Lynch tarafından çekilmiş fakat büyük bir iyilik yapılarak sadece bir filmle kalmıştır. Daha sonra 2000 yılında John Harrison yönetmenliğinde üç bölümlük ilk kitabı anlatan mini dizi çekilmiştir. 2003’te Greg Yaitanes yönetmenliğinde James McAvoy’un Paul’un oğlunu oynadığı üçüncü kitaptan itibaren oluşan dizinin devamı yine üç bölümle çekilmiştir.

dune 2021 jessica
Ayrıca İlginizi Çekebilir: 2022 Oscar Tahminleri

Denis Villeneuve’ün inceleyeceğimiz 2021 yapımı Dune: Part One (Çöl Gezegeni) filmi sebebiyle ilgimiz 1965’te yazılan ilk kitabın hemen hemen yarısından fazlasına yöneliyor. İntergalaktik bir evreni, ihtişamlı müziği ile birlikte ihtişamlı görüntüleri ile gözler önüne seren yapımın senaryosunda Denis Villeneuve ile Eric Roth var. Müziklerinde sinemanın en başarılı ve etkileyici bestecilerinden olan Hans Zimmer var. Sinemada müziğin kullanımının ne kadar ehemmiyetli olduğu bilinen en önemli araçtır, çünkü bir müzik tınısının tam o sahnede oluşu ya da olmayışı o filmi güçlendirebilir ya da filmi örtebilir. Zimmer, Dune evrenini bu hususta tamamlayan bir parçayı oldukça başarılı bir şekilde oluşturmuş görünüyor. Yapımın çeşitli kategorilerden kimi ödüller de gelmeye başladı zaten.

Günümüz sanayileşmiş dünyasında petrol nasıl önemliyse ve ona ulaşmak soğuk olsun olmasın savaşları tetiklediyse Dune evreninde de melanj denilen ve baharat olarak da adlandırılan madde tüm evrendeki yaşanan küçük-büyük hanedanlıklar, loncalar ve imparator arasındaki savaşların sebebidir. Çünkü bu melanj maddesi olmadan galaksiler ve gezegenler arası uzay seyahati gerçekleşemez ya da geleceği görmek gibi bir yetiyi besleyen bu baharatın yokluğu loncanın ve rahibeler meclisinin sonunu getirebilir.

dune filmi

İşte bu denli önemli olan bu madde de evrende yalnızca Dune olarak da bilinen suyun en büyük nimet sayıldığı Arrakis gezegeninde devasa bir çöl denizinde çöl solucanlarıyla beraber bulunmaktadır. Buraya sahip olmak demek güce, yaşama ve yaşatmaya sahip olmak demektir.

Atreides Hanedanı evrenin en köklü hanedanıdır, soyu Yunanlara kadar dayandığı söylenir. Filmimizde Atreides Hanedanı’nın başında Dük Leto (Oscar Isaac) vardır ve Bene Gesserit eğitimli odalığı Leydi Jessica (Rebecca Ferguson) ve oğlu Paul (Timothée Chalamet) ile birlikte İmparatorluk tarafından Arrakis’e görevlendirilir. Burada zalim Baron Harkonnen (Stellan Skarsgård) hanedanının kafasına göre baharatı yönetmesinden doğan karmaşayı ve ticareti düzeltmesi için ana vatanı Caladan’dan bir nevi zorunlu göreve çıkarılmıştır. Film, başlangıçta bizi kitabın ve Lynch’in aksine Fremen olan Chani’nin (Zendaya) çölde savaşan Fremenler görüntüsü üzerinden Fremenlerin yaşadığı zorlukları anlatışı ile başlıyor. Burası daha evvel kitabı okumamış seyirciler için iyi bir tanışma sahnesi olarak değerlendirilebilir. Çünkü Villeneuve’ün Dune’u kitabın akışıyla kimi yerlerde önemli farklılıklar içermektedir. Şahsen ben bu farklılıkları filmin iyi olabilirliği adına gerekli ve olumlu şekilde karşılıyorum.

dune zendaya

İki güneşli bu gezegene Atreides hanedanının gelmesiyle, Arrakis’in eski sahipleri olan ve kendilerine has kültürleri ve yaşayışları olan çöl insanları Fremenlerle baharat ticaretini kontrol altına almak adına anlaşma sağlanır. Stilgar (Javier Bardem), Fremenlerin’in merkezi sayılan Tabr siyecinin lideridir. Oldukça sert ve vahşi mizaçları olan bu topluluk, adı; kendi bedenlerindeki tüm sıvıyı içilebilir hale getirmesinden kaynaklı damıtıcı giysi olan bir tür özel kıyafet ile çölde yaşamaktadırlar. Filmde bu kıyafetin tasarımı neredeyse Lynch’in 1984 yapımındaki ile benzerlik taşımaktadır. Süspansörle hareket edebilen insansı ama devasa “yaratık” olan Baron Harkonnen’ın, Atreides hanedanının Arrakis’e gelişinin baharat üzerinde güç dengesini bozduğu gerekçesiyle gece yarısı Dük ve ailesine saldırır. Bu saldırı sonrası Paul ve annesi Harkonnen askerlerine esir düşer. Dük Leto ve ailesi doktorları tarafından ihanete uğramıştır ve Dük de Baron’un eline düşer. Bu arada Baron Harkonnen’ı canlandıran Skarsgård’ı kitaptaki devasa büyüklükteki görünüme uygun şekilde, Lynch’in açıkçası epey epey epey kötü tasarımını aşarak daha çok illüstratör John Schoenherr’in Baron çizimlerinden esinlenerek tasarlanması perde de hem itici hem de güçlü bir “kötüyü” vurgulamıştır.

çöl gezegeni
Filmde de kitapta da öykü içinde öykü oluşu ile ilgili oldukça önemli olan hatta anlatının bel kemiğini oluşturan ve devam eserlerde önemi daha çok fark edilen bir husus vardır. O da Paul ve rüyalarıdır. Aslında politik sürtüşmelerin arasında biz perde de Paul’ün rüyalarında geleceğine ve evrenin geleceğine dair kısa kesit-rüyalar gördük. Bu önemli veriyi Villeneuve’ün açıkçası ustaca aktardığını düşünüyorum. Kusursuza yakın rüya-gerçek arası geçişler aynı Paul’un etkilenişi gibi seyirciyi de etkisi altına alabiliyor. Uyarlama eserlerde, filmi kitaptan daha iyi yapabilecek kimi durumları bazı yetenekli yönetmenler incelikle işleyebiliyor. Çünkü birebir kitapla aynı olmanın üzerinde fazlasıyla durulan yapımlarda sinemanın kendisine has araçlarının ve özelliklerinin kullanılmadığını hatta harcandığını düşünüyorum. 2019 Dune’u iyi yahut kötünün ötesinde, anlatının en önemli sayılabilecek bir durumunu yani rüyayı kitaptan farklı olarak sinemanın kendi araçlarıyla anlamlandırması onu güçlü yapan özelliğinden biridir. Filmden örnek verecek olursak, Paul, babası ve ekolojist Dr. Kynes ile baharatların toplandığı çöldeki fabrikaları topter ile incelemeye gider. Devasa büyüklükteki çöl denizinin üzerinde sanki havada yüzerek ilerleyen ekip çöle iner. Bu esnada, baharatın geleceği göstermesi yönünün güçlü etkisiyle Paul dizlerinin üstüne çökerek sanki vecde gelmiş gibi adeta gündüz sanrısı/rüyası diyeceğimiz bir an yaşar. Hatta bu durumu daha sonra “gözlerim açıkken rüya gördüm” diye niteler. Bu sahne tamamen Villeneuve’ün ve ekibinin eserden anladığını damıtarak oluşturduğu özgün bir sahne olmuştur çünkü kitapta benzeri yoktur buna rağmen Paul ve zihin dünyasına mutlak ölçüde birebir uymuş bir sahnedir. Aslında böyle bir rüya anını aktarmak hayli zor olduğu kadar başarınca izlemesi de hayli keyifli olmuş oluyor.

dune 2021

Daha sonra Harkonnen’lara esir düşen Bene Gesserit rahibesi Leydi Jessica ve Paul, çölde Paul’ün merak duyduğu için Fremenlerin hayatları hakkında öğrendiği bilgiler sayesinde sağ kalırlar. Ardından Stilgar ve çöl Fremenlerine rastlıyorlar. Filmin de kitabın da katmanları incelendiğinde anlatının üzerinde bir gölge gibi dini esintiler gezmektedir. Kitaptaki esintiyi hem bölüm başlangıçlarındaki epigraflarda hem de türlü diyaloglarda okurken anlayabiliyoruz. Eserde Zensünni Gezginlerinin soyundan gelen Fremenlerin kültürleri neredeyse tamamen dini hükümlerle örülüdür. Kendilerini Arrakis’te yaşadıkları bu zulümden kurtaracak kişiyi, Lisanü’ül Gayb’ı yani “dış dünyadan gelen sesi” beklemektedirler. Gelecek olan bu kişi de kendilerinin Turuncu İncil’inde, bir Bene Gesserit’in oğlu olacağı yönünde bilgiler içermektedir. Mehdi olarak bekledikleri Muad’Dib’in Paul olduğu konusunda inanışı güçlü olan Stilgar, esirlerini korumak için söz verir. Halk, türlü dini söylemlerle gelen kişinin o olduğunu seyirciye aktarırken gizemli ve donuk bakışlar eşlik etmektedir. Dini esintinin gizemini en çok Bene Gesserit’in bilinmeyene karşı kurtarıcı birinin geleceği yönündeki yıllardır topluma yaydığı tohumun halka yansımasından anlıyoruz. Bene Gesserit’ler, özellikle kadınlara yönelik zihinsel ve fiziksel eğitimin üst düzey olduğu, yüzyıllık gen ayarlaması ile bir kurtarıcının yani Kuisatz Haderah denilen uzay – zaman arasında köprü kurabilen bir erkek kurtarıcıdır. Bu kadim okulun en önemli eğitimi ses kullanımıdır. Ses bir ustanın belirli ses tonunda kullandığı ses ile karşısındakine istediğini yaptırabildiği bir tür kontrol mekanizmasıdır. Bu ilginç yöntemin kullanıldığını okumak elbet ilgi çekici, fakat sinemada kullanılırken sesin odaya, eşyalara yayıldığının gösterilmesi ve etkisinin perdede görülebilmesi, okumaktan daha etkili. Denis Villeneuve, diğer yapımların aksine kıyafet seçiminde ve bu kıyafetlerin gizemli çekiciliğini donuk oyunculuğa iyi yerleştirmiş görünüyor. Çünkü inter galaktik bir evrende alışık olunmadık inanç ve yaşayış tarzı ile karşı karşıyayız bu durumda kostümler konunun bütünlüğünü sağlamak adına yardımcı önemli birer araç olabiliyor. Çünkü filmin bırakacağı akılda kalıcı izlerden birisi de kostümlerden geçiyor.

dune 2021 filmi
Ayrıca İlginizi Çekebilir: Denis Villeneuve’ün Favori 20 Filmi

Büyük bir tasarım yardımıyla büyük bir film yapma isteğiyle yola çıktığı belli olan Villeneuve’ün, muhtemelen ilk filmde hissettiğimiz eksikliklerin devam filmlerinde birbirini tamamlayarak kapatılacağı ve ortaya kendi yolunda giden kendine has bir Dune evreni çıkaracağı şimdiden belli oluyor. Sinematografinin kullanımı, gezegenin siyasi gündeminin sıcaklığını ve gerilimini hissedecek derecede iyi ve gergin mekân dizaynlarıyla öyküyü tamamlayan Dune’da, mekân tasarımı, “insan gibi düşünen makine yapılmayacak” yasağının olduğu zamanda geçtiği için uzay operası yönünü tamamlayan yönüyle fantastik/bilim kurgu ayrımında da kalabiliyor. Çok iyi düşünülmüş oyunculuklar da yakında başlayacak olan savaşın gerilimini izleyiciye aktarmayı başarıyor. Anlayacağınız Villeneuve ile birlikte Greig Fraser kamerayı, mekânı ve zamanı birleştirecek şekilde konuşlandırarak seyirciyi çölün sıcaklığına sürüklüyor. Muhtemelen ilk film oluşundan ve anlatımın hafif bir çöl esintisi yavaşlığında olmasından kaynaklı elbette çeşitli eleştirilere kapı araladı film. Çünkü hem altı yüz küsur sayfa kitabı 3 saate indirgemek zor hem de anlatılan hikâye senaryoda, kurguda, kostümde yapılacak yanlış seçimlerle vasatın altına düşme riskini taşıyor. Ayrıca hem zaman zaman kitaptan hem de diğer yapımlarda çeşitli farklılıklara gidilmesini, yerinde bulmakla birlikte bu durumun filme artı puan kazandırdığını düşünüyorum.

Son Söz Olarak Dune: İkinci Filmde Bizi Neler Bekliyor Olabilir?

Biz Paul ve annesinin Stilgar’ın siyeçine kabul edildiği yerde, mekân olarak da uzun çöl boyunca yürürken bıraktık evreni. Devam filmi elbetteki Paul’un çölde, Fremenlerle daha da güçlü şekilde kuracağı bağa ve onun karakter gelişimine eşlik edeceğiz. Feyd Rauth gibi sanki Paul’un anti tezi gibi görünen karakteri ilk filmde izleyememiştik. Zaten kitapta da çok fazla etkili bir karakter olacakken, açıkçası pek değildir. Ben bu durumun Villeneuve tarafından daha ayrıntılı ve kitaptan daha güçlü şekilde ele alınacağını düşünüyorum. Paul gibi kimi yetenekleri olan ve Harkonnen’ların genci olan bu adamın Paul ile tabiri caizse “kapışmalarını” daha ayrıntılı izlemek keyifli olacaktır. Leydi Jessica da siyeçte değişime uğrayacaktır ve çok önemli bir karaktere bürünüp, daha da önemli bir karakteri doğuracaktır; Paul’un garip kız kardeşi Alia Atreides. Ayrıca Bilinen evrenin hükümdarı Shaddam IV ve kızı Prenses Irulan’ın kitaptakinden daha farklı bir yol ile öne çıkacağını düşünüyorum. Belki de iyi bir “kötü” karakter daha yaratmayı başarabilir Villeneuve ve ekibi. Bu hususun da sinemanın kendisine has araçların kullanılarak filmde kitabı aşabilecek şekilde aktarılacağını düşünüyorum. İmparatorluk ve loncaların daha fazla gündem olacağı güçlü bir ihtimal iken, Paul’ün rüyalarının kadını Chani ile yaşayacağı birliktelik ile birlikte Paul Muad’Dib yolculuğuna yakın kamera tutulacaktır. Ayrıca ilk filmde Dük oğlu Paul’un akıl hocaları Gurney Halleck (John Brolin) ve Thufir Hawat (Stephen McKinley Henderson)’ın öldüğünü görmememiz de onların rollerinin önemi gibi ikinci kısımda bizi güçlü şekilde karşılayacaklarını düşündürüyor. Evrenin ölüm makinaları olarak gösterilen ilk kısımda çok az gördüğümüz Sardokarlar da ikinci kısmın dikkat çekici bölümlerinden biri olacaktır.

İlk kısımda çöle ve çölün solucanına karşı yalnızca tüketim amaçlı ve düşmanca tavır takınan tarafları gördük, ikinci kısımda ise çöle karşı dost ve onu ilah edinenlerin tarafından olayları seyredeceğiz. Sadece bu bile kulağa oldukça heyecan verici geliyor.

 

Puanlama

8.5

8.5
Kullanıcı Oyu: ( 2 oylar ) 9.3

Sedef Açıkgöz 'Germanistik deryasında Tarkovski karakteri gibi elimde mum ile 'Işık'ın peşindeyim'

Bir Cevap Yazın