Ana Sayfa Eleştiriler Isle of Dogs (2018): Pastel Renkler Fakat Bu Sefer Politik

Isle of Dogs (2018): Pastel Renkler Fakat Bu Sefer Politik

Isle of Dogs (2018): Pastel Renkler Fakat Bu Sefer Politik 8.7
2
Pastel renklerin, simetrilerin, özenle yaratılan evrenlerin usta ismi Wes Anderson’un yeni filmi Isle of Dogs ilk olarak Berlin Film Festivali açılış filmi adı altında görücüye çıktı. Oldukça olumlu eleştiriler ile karşılaştı. Bundan yaklaşık 9 yıl önce Fantastic Mr. Fox’da stop-motion tekniğini kullanan Wes Anderson, Isle of Dogs’da da bu yöntemi tekrar deneyerek karşımıza çıkıyor. Mary and Max, Corpse Bride gibi filmlerle beraber stop motion ile çekilen en iyi yapımlar arasında gösterilen Fantastic Mr. Fox, Mr. Fox’un ailesinin karnını doyurması için hırsızlık yapmasını ve onun peşine düşen çiftlik sahiplerini konu alıyordu.

Isle of Dogs, Megasaki şehrinde yayılan köpek gribinin ardından köpeklerin bir adaya sürgün edilip ölüme terk edilmesini ve Atari adındaki bir çocuğun köpeğini bulmak için onun peşinden aynı adaya gitmesini konu alıyor. Filmin başında aslında bu hikayenin kökenine değiniliyor. Uzun yıllar mutlu yaşayan köpekler ve insanların huzurunu kedi seven Kobayashi ailesinin ortaya attığı iddialar bozuyor. Köpekler baskı altına alınıp ev hayvanı haline getiriliyor. Ve uzun yıllar o şekilde yaşamak zorunda kalıyorlar.

Kobayashi ailesinin mirasını Vali Kobayashi yaşatmaya devam ediyor. Bir yandan köpek gribinin tedavisi için kurulan ve kasıtlı olarak bir şey üretmeyecek ilaç firmasından para kazanıyor bir yandan robot köpek üreten firmayı kurarak kazandığı parayı büyütüyor. Bir nevi rant için ülkede huzursuzluk çıkarmayı kendine görev ediniyor. Başarmak ve cebini doldurmak için bütün yolsuzlukların, adam öldürmelerin ve hırsızlıkların önünü açıyor. Isle of Dogs, Vali Kobayashi üzerinden genel bir sistem ve iktidar eleştirisi yapıyor. Oy hırsızlığına, halkın ve azınlıkların uğradığı zorbalıklara, sürgünlere animasyon türünde olmasına rağmen açık bir dille değinmeyi başarıyor.

Kendi yarattığı dünyalarda kendi hayalini kurduğu masalları yaşayan Wes Anderson, Isle of Dogs’la stop motion tekniğinin en üst çizgisini belirliyor. Kusursuz bir işçilik örneği ile mekanı ve karakterleri en ince noktasına kadar ayrıntılıyor. Bununla da kalmayıp çok güzel açılar yakalıyor. Özen gösterdiği simetrik kadrajını bu filmde çokça görmek mümkün. Filmin seslendirme kadrosunu sanırım tüm zamanların en iddialı kadrosu olarak karşımıza çıkıyor. Bryan Cranston, Edward Norton, Bill Murray gibi yıldızlar başta olmak üzere. Frances McDormand, Scarlett Johansson, Tilda Swinton, Harvey Keitel ve Greta Gerwig onları takip ediyor. Alexandre Desplat müzikleri de filmin temposunu yüksek seviyede tutuyor.

Isle of Dogs, yönetmenin diğer filmlerinden ayrılmayı başarıyor. Genel olarak ete süte dokunmayıp görsel sineması ile öne çıkan Wes Anderson bu sefer o pastel renklere takdir edilecek bir politik duruş ekliyor. Yapım bir animasyonun ötesinde günümüz dünyasının gerçekçi bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

Puanlama

8.7

8.7
Kullanıcı Oyu: ( 2 oylar ) 8.3

Yorum(2)

Bir Cevap Yazın