Ana Sayfa İnceleme 2046 (2004): Bir Wong Kar-Wai Şiiri

2046 (2004): Bir Wong Kar-Wai Şiiri

2046 (2004): Bir Wong Kar-Wai Şiiri 7.4
0
Wong Kar-Wai’nin Cannes Film Festivalinin Altın Palmiye Ödülü’ne aday olan 2004 yapımı filmi 2046’nın yapımının beş yıl sürdüğü biliniyor. Cannes’dan eli boş dönen filmin yapımının beş yıl sürmesinin sebebini yönetmen, bir röportajında Fa Yeung Wa‘nın (2000) çekimlerini tahmin ettiklerinden uzun sürdüğünü ve bu yüzden de yapımının 5 yıl gibi uzun bir sürede çekildiği şeklinde açıklıyor. 2046, yönetmenin önceki filmlerinden bildiğimiz bir sinematografi vaat ediyor bize. Bununla birlikte filmin çoğu sahnesinde arka planda duyduğumuz müzik de bu sinematografiye eşlik ediyor. Her ne kadar filmin sinematografisi yer yer filmin içeriğini geri plana atsa da film, Wong Kar-Wai’nin içerikle uyumlu biçim seçme yeteneğini kanıtlar nitelikte. Bir gazeteci ve yazarın parçalanmış, eksik kalmış aşk hikâyelerini anlatan film, görselliğiyle de görkemli bir aşkı estetik hale getirmeyi başarıyor. Öyle ki filmin yapımının beş yıl sürmesinin sebebi de renk uyumlarını ve büyüleyici kareleri yakalamak için verilen uğraş olsa gerek.


Yukarıda yazılanlara karşın filmin kurgusu ─ki Cannes’a yetiştirmek için Wong Kar-Wai’nin acelesi olduğu söylentileri de var─ izleyiciye sanki aceleye getirilmiş hissi yaratsa da aslında yönetmenin tam olarak yapmak istediğinin bu olduğunu düşünüyorum. Filmdeki bütünlüğü aslında bir yazar ve gazeteci Olan Bay Chow’un kadınlarla olan anıları olarak tanımlamak mümkün. Bu kadınlar arasında ise Bay Chow üzerinden bir bağ var. Film içeriği bakımından bununla da sınırlı kalmıyor, öyle ki bize vadettiği bir aşıklar hikâyesi iken aynı zamanda bir bilim-kurgu olma iddiası da taşıyor. Fakat film bittiğinde insanın “keşke sadece bir aşk hikâyesi olarak kalsaymış” diyesi geliyor. Çünkü yan öykü olarak kurmaya çalıştığı bilim-kurgu konusunda başarısız kalıyor. Filmde bilim-kurgu adına gördüğümüz sahneler ve diyaloglar temelsiz ve yüzeysel bir şekilde  aktarıyor filmde. İnsanların binip 2046’ya ulaştığı tren hakkında filmin başlangıcında ve bazı bölümlerinde alakasız bir şekilde birkaç sahne görüyoruz (Belki de seyirciye bu film aceleye gelmiş hissi yaratan bu sahnelerdi). Dolayısıyla filmin kuramadığı yan-öykülerinin filmin kalitesini düşürdüğünü söylemek mümkün. Fakat tüm bu yazılanlara rağmen film, yönetmeni bu filmle tanıyacak olanlara benzersiz bir sinema deneyimi yaşatmayı vadediyor.


Filmdeki oyunculuklara özellikle Wong Kar-Wai’nin diğer filmlerinde de birlikte çalıştığı Tony Leung’a ayrı bir paragraf açmak gerektiğini düşünüyorum. Senaryo resmen Bay Chow’un yani Leung’un mimiklerinde vücut bulmuş. Tabii burada Wong Kar-Wai’nin oyuncu yönetimi konusundaki ustalığının da payı büyük. Filmdeki kadınların da en az Leung kadar iyi oynadıklarını söylemek mümkün. Filmin yapımın 5 yıl sürmesinin sebeplerinden biri de belki Kar-Wai’nin bu mükemmelliyetçi takıntısı sonucu defalarca çekilen sahneler olabilir. Hatta öyle ki filmin başrolü Leung’un yönetmenin sürekli senaryo değiştirmesi sebebiyle sinirlendiği bilinir.

2046’nın en büyük artılarından biri de kanımca atmosfer yaratımı konusundaki ustalığı. Film, başlangıcından beri sizi atmosfere, yaşananlara bağlıyor ve hikâyeden kopmuyorsunuz. Atmosferin içine rahatlıkla girebilmemizde filmin sinematografisi dolayısıyla yönetmenin çoğu filminde kendisiyle çalıştığı görüntü yönetmeni Cristopher Doyle’un çokça etkisi var. Bununla birlikte kadın karakterlerin ve başrol oyunculuklarının doğallığı da atmosfer yaratımı konusunda etkili.


Film hakkında genel bir toparlamak gerekirse; filmin ana hatlarıyla güzel bir aşk filmi olduğunu fakat yan-öykülerini kuramadığını, başarısız kaldığını dolayısıyla diğer Wong Kar-Wai filmlerine nazaran daha başarısız olduğunu söyleyebiliriz. Fakat yine de sinematografisi, atmosfer yaratımı sebepleriyle karşımıza yetkin bir film olarak çıkıyor 2046.

Puanlama

7.4

7.4
Kullanıcı Oyu: ( 2 oylar ) 5.2

Hasan Yünaçtı 2004 İstanbul doğumlu. Bu sene lise eğitimine başlayacak. Birkaç senedir sinema, felsefe ve çoğunlukla edebiyata ilgi duymakla beraber merakının onu kamçıladığı kadar okuyor, izliyor ve düşünüyor.

Bir Cevap Yazın