Ters Yüz / Inside Out (2015)

Ters Yüz / Inside Out (2015)
0

Oyuncak Hikâyesi, Arabalar ve Yukarı Bak gibi başarılı işlere imza atan Pixar şimdi de Ters Yüz’le seyirciyi bambaşka bir dünyaya götürüyor. Kendine özgün bir senaryosu olan bu film, küçük bir yerde yaşayan Riley ve ailesinin San Francisco’ya taşınmasıyla, Riley’in yaşadığı zorluklar ve bu zorluklar karşısında hislerini anlatır. Filmi çekici kılan bizim bu hisleri Riley’in kendisinden değil bizzat beyninde ki duygu merkezinde yaşayan onun hayatına yön vermeye çalışan Neşe, Üzüntü, Öfke, Korku ve Tiksinti’den dinlememizdir. Riley yeni bir okula ve eve alışma sıkıntıları çekmektedir. Bir diğer yandan duygu merkezinde Üzüntü çekirdek anılara dokunup Riley’in işini daha da zorlaştırmaktadır. Üzüntü ve Neşe’nin duygu merkezinden uzaklaşması ile kontrol tamamen Öfke Korku ve Tiksinti’ye kalmıştır. Şimdi işler Riley için daha zor hale gelmektedir.

2

Film birçok yönüyle özgün ve hayal gücü harikasıdır. Mesela; aile, şaklabanlık ve dostluk gibi adalar, bilinçaltı bölgesi, rüya merkezi gibi… Bu kurgudaki gerçeğe uygunluk küçük yaş grupları içi hayal dünyalarını geliştirici olabilecekken büyükler içinse zevkle izleyebilecekleri esprilerle süslenmiş muhteşem bir animasyondur.

Filmin sonunda Riley gibi başkalarının da duygu merkezlerine yer vermeleri benim film ile ilgili en çok beğendiğim nokta diyebilirim.

İsim seçiminde de oldukça başarılı bir animasyon Inside Out yani Ters Yüz. İçini dışına çıkartmak olarak da çevirdiğimiz bu isim insanların duygu ve düşüncelerini her yönüyle ortaya koyan, iç çatışmaları ve bunların dışa yansımalarına değinen bu keyifli animasyon için verilebilecek en uygun isimdir bana göre.

3

Biraz filmin yapım aşamasına değinmek istiyorum. Filmdeki hikâyeye benzer bir olay yönetmen Pete Docter tarafından da yaşanmıştır. Küçük yaşta ailesiyle Danimarka’ya taşınan Docter burada çevreye uyum sağlama zorlukları çekip farklı duygulara bürünmüştür. Daha ileriki yaşlarda bu duygular oluşurken insan zihninde neler olabileceğini hayal etmiştir. Filmin yapımcısı Jonas Rivera ve ikinci yönetmen Ronnie del Carmen ile zihin hakkında araştırma yapmış, Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’de psikoloji profesörü olan Dacher Keltner’e danışmışlardır. Film için yirmi yedi farklı duygu düşünen ekip daha az karmaşık hale getirmek için beş duygu olmasına karar vermişlerdir. Duyguları inceleyen Paul Ekman tarafında öfke, korku, üzüntü, tiksinti, sevinç ve şaşırma olarak altı çekirdek duygu belirlemesini şaşırma ve korkunun birbirine yakın olması nedeniyle birini atma kararı almışlardır. Ve son hâliyle hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden büyük beğeni toplamış bu film bunu 73. Altın Küre Ödüllerinde en iyi animasyon ödülünü alarak bir kez daha kanıtlamıştır.

Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine izlemiş olduğum ve izlemekten de çok keyif aldığım bu filmi yediden yetmişe her yaş grubuna tavsiye ederim.

Bir Cevap Yazın