The Red Violin / Kırmızı Keman (1998)
Enstrümanların kaderi var mıdır?
Yoksa sizin kaderiniz bir enstrümana verilebilir mi?
Dönem filmleri dokusundaki realiteyle insanoğlunun acılarını, tutkularını, gizemini, şehvetini ve cesaretini -salt insan olmanın basit sınırlarından çıkıp- anlatan en derin keşif filmleridir. Zaman algısını , sizden çok başka zamanlarda nefes almış insanların hikayelerine yaptığınız içsel yolculuklarla kurar. Kurmacası, var olunan zamanla, dönemin yansıttığı zaman arasında bir tür hesaplaşmaya dayalı olsa da, insanın evrensel duyguları kendini bu hesaplaşmadan ustaca kurtaracaktır.
Kırmızı Keman, filme adını veren bir kemanın ‘’metafor’’ olarak kurgulanışının öyküsü…Bu kemanın müziğin evrensel diliyle tüm insan paradigmalarını iç içe geçiren, sizi lanetli bir yolculuğun kurgusuna hapseden bir olay örgüsünün baş kahramanı olduğunu görüyoruz. Keman, sahibinin kalbiyle yüzyıllarca nefes alır ve ona dokunanları kendi hikayesine ortak eder. Ve bu hikayenin gizil anlatıcısı notalardır.Filmin serüveni 17. yy İtalya’sında bir tarot falıyla başlar. Usta bir keman yapımcısı olan Nicolo Bussotti doğum esnasında kaybettiği eşi ve çocuğunun ardından bir keman yapar . Bu keman Bussotti’nin ruhuyla ve yaşadığı derin acıyla can bulur. O, artık hayatta olmayan eşine ve çocuğuna ölümsüz bir veda hediyesi verecektir. Kırmızı kemanı benzerlerinden ayıran sadece rengi değildir, aksine ona rengini veren bu kemanın taşıdığı öyküdür. ‘’Altın çağın şaheseri’’ olarak anılan 1681 yapımı bu sıra dışı keman çağlara uzanacak, öznesi değişen hayatlarda yer bulacak, kendi ruhunu kendisine dokunan parmaklara işleyecek ve en sonunda karşısına çıkan yeni bir hayatla –belki de- kendisine en farklı sonu yazacaktır.
Müzikal filmler notalarla duyguları eşleştirir ve izleyiciye dinleyici vasfıyla da seslenir. Çoğu zaman görsel ve işitsel tüm bu unsurların yarattığı helezonik dalgalar sizin kurmacayı anlamlandırma çabanızı ve merak duygunuzu kamçılar. Bazen duygular notadır ve bazen de notalar duygudur artık. Ve bu filmler var olmak istediğiniz nokta konusunda seçimi size bırakır. Kırmızı Keman film boyunca virtüözü değişen bir enstrümandır ama o, sırlarını, açılan her tarot kartıyla çarpıcı şekilde ortaya koyar. Renk, nota, insan gizemi bu anlatının kahramanlarıdır artık. Filmin baş kahramanı ise film sonuna dek açık arttırma ile satışa sunulan kemanların arasında yer alan ‘’kırmızı bir keman’’ dır.
1998 yapımı İtalya-Kanada- ABD ortak yapımı olan filmin yönetmenliğini Kanadalı yönetmen François Girard üstlenmiştir. Görsel dilin güçlü, derin ve içsel zekayı yansıtan dokunuşlarla şekillenen filme ‘’yaratıcı yönetme’’ vasfını katan Girard’ın en büyük destekçisi keman sololarıyla şekillenen fondur. Samuel Jackson’un usta oyunculuğuyla hayat verdiği filme çocuk kahraman ‘’Kaspar Weiss’’ Christoph Koncz de damgasını vuruyor.
Enstrümanı konu edinen bir film oluşu filmi müzik anlamında sınıfta bırakmıyor ve kurguya ruhunu veren dönemlere ait görselleriyle film yaratmak istediği ahengi size başarıyla sunuyor. Seçilen kostümlerin renkleriyle kahraman psikolojileri arasında yapılan eşleştirmeler, mekan-insan özdeşliği, olay örgüsünün kronolojik dizaynında yapılan geri dönüşler anlatıyı çarpıcı kılıyor.
Son olarak
elinize aldığınızda hayatınızı değiştirecek bir kemanınız varsa
size yol gösteren cümle,
şu olmalıdır:
‘’Cesur ol, kalbin güçlü olmalı, yoksa bu kemanı asla çalamazsın.’’
İyi seyirler.
Etiketler:
bussotti carlo cecchi dönem filmi eleştiri film eleştirisi film incelemesi françois girard inceleme jean-luc bideau kırmızı keman le violon rouge the red violin