Ana Sayfa Eleştiriler There Will Be Blood (2007): Kan ve Petrolün Amerikası

There Will Be Blood (2007): Kan ve Petrolün Amerikası

There Will Be Blood (2007): Kan ve Petrolün Amerikası 9.0
0
“Bazen insanlara bakıyorum da hoşlanmaya değer bir şey görmüyorum. Herkesten uzaklaşmayı sağlayacak kadar para kazanmak istiyorum.”

Paul Thomas Anderson’ın, Upton Sinclair’in romanından uyarladığı “Kan Dökülecek” filmi diğer eserlerinin yolunu izleyerek 2007’in başarılı yapımlarından olmuştur.

Yeryüzünün kanı olarak tabir edilen ve yıllardır kapitalist devletler tarafından sürekli emilen petrol, filmin arka plandaki oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor. Daniel Day Lewis tarafından canlandırılan Daniel Plainview karakterini etkisi altına alarak, Amerika topraklarını parsel parsel satın aldırıp kendisine sahip olmasına izin veriyor. Böylece Daniel’ın para hırsını, bencilliğini, insanlara olan nefretini kullanarak kendisine bağımlı hale getiriyor.
twbb
Filmin diyalogsuz ilk 15 dakikasında Daniel’ın madenci Plainview’dan petrol zengini Plainview’a geçişini güzel bir kurgu içerisinde izliyoruz. Maden kazasında ölen işçinin bebeğini yanına alan Daniel, H.W. adını vererek, toplumun değer verdiği aile kurumunu zeki bir biçimde kullanıyor. İyi bir aile sıfatıyla ve kurnaz girişimci kimliği sayesinde sunduğu tekliflerle toprak sahiplerinin güvenini kazanarak Coyote tepelerinden Küçük Boston topraklarına uzanıp servetini besliyor. Bu uğurda zaten hoşlanmadığı insanları da harcamaktan çekinmiyor. Para kazanmak için kullandığı fakat içindeki dürtülere söz geçiremeyip yine de sevdiği oğlunu bırakmaktan ya da kardeşi yerine koyup sevdiği adamdan vazgeçmekten de…

Filmin afişinde petrol kulesinin tepesindeki kaldıraçın haça benzetilmesiyle özetlenen din ve para arasındaki çatışma, kendini peygamber sayan Eli ile Daniel arasındaki çatışmayla vücut buluyor. Biri para için dine diğeri de din için paraya sarılıp amaçları uğruna mübah saydıkları tüm yollara sapıyorlar. Yönetmen Anderson da aralarındaki savaşın galibi ile üstün olan tarafın din mi yoksa para mı olduğunu çarpıcı bir final sahnesi ile izleyiciye göstermiş oluyor.

Daniel Day-Lewis’in, insanları sevmeyen ama sevgiye ihtiyaç duyan insanın gel gitlerini yaşatması, kaza geçirdiğinde oğlunu kaybetme korkusu yasayan bir babadan, “Sen benim oğlum değilsin! Sepette bulduğum bir piçsin!” diyerek karakteri, oğlunu hiçe sayan bir acımasıza evriltmesi 2008 yılında en iyi erkek oyuncu Oscar’ına sahip olmasını sağlamıştır.
there-will-be-blood
Paul ve ikiz kardeşi Eli’ı canlandıran Paul Dano, dini sapkınlığa dönüştüren, halkı kendisine bağlayan sahte peygamber karakterini başarılı bir şekilde oturtup, vaaz sahnelerinde yükselen oyunculuğu ile Daniel karakteri ile uyumlu bir zıtlık yaratmıştır. Day-Lewis’in usta oyunculuğunu ise kendi rolünü beslemesi için etkili bir şekilde kullanmış ve sonucunda da izleyiciyi ekrana kilitleyen sahneler ortaya çıkarmıştır.

Ruhunu sevgiyle beslemek yerine hırsla dolduran, bunun sonucunda yalnızlaşan bireyin petrol peşindeki yolculuğunu perdeye aktaran Anderson, There Will Be Blood ile kariyerinin doruk noktasına ulaşmıştır.

Puanlama

9.0

9.0
Kullanıcı Oyu: ( 3 oylar ) 8.6

Öznur Singin 90 yılında dünyaya gelme ayrıcalığını elde edenlerdenim. Okumayı “Deniz Kızı” masalı ile söktükten sonra sevmeye “Çocuk Kalbi” ile başladım. Filmlerin büyülü, farklı boyuttaki dünyasına adım atmam, aynı zamanda ilk defa sinema salonuyla da tanışmamı sağlayan “Leydi ve Sokak Köpeği” oldu. Şimdi ise Biyomühendislik lisansımı tamamladıktan sonra okumalara doyamadığım için devam ettiğim yüksek lisansın yanı sıra film yazıları yazıyorum ve sevgili yazar arkadaşlarım iyi ki beni aralarına almışlar diyorum. Charlie Chaplin demiş ki “Bir filmi herkes anlayabilir, sinema herkes içindir”. O zaman izleyelim, izlettirelim ve sonra da yazalım. Çünkü yazmasaydık deli olacaktık.

Bir Cevap Yazın