Ana Sayfa Etiket "ÉRIC ROHMER"

Ayın Teması: Sayfiye

“Sayfiyenin sözlük anlamı: Yazlık, yazlık ev, yazın yaşanacak yer. Bir davetkârlık, bir mükrimlik yayılıyor sanki kelimeden. Sefa ve keyif çağrıştırıyor, sanki bu ikisinin kırması gibi.”¹ Yeterince şanslı bir insansanız çocukluk hatıralarınızda en azından bir adet de olsa unutulmayan, güzel hatırlanan hoş bir yaz tatili vardır. Henüz deniz, kum, güneş üçlüsüne ulaşmak için çekilen çilelerden haberiniz yoktur. Büyüdükçe o […]

Rohmer’in Mevsimler’i Işığında Karmaşık İnsan İlişkileri

Éric Rohmer, savaş sonrası dünyanın film üretme yoluna ve kamera tutuşuna ciddi eleştiriler getirerek farklı bir anlayış ortaya çıkaran “Fransız Yeni Dalga” yönetmenlerinin arasında en önemli olanlarındandır. Rohmer, sıkılgan insan soyunun sorunlarını, sanki konuşarak dışarı atabilirmişcesine filmlerine çok fazla ve sürekli diyaloglar yerleştirir. Evren de mevsimlerin oluş-farklılığı yoluyla konuşabilmektedir nihayetinde. Rohmer, bu sefer mevsimler perspektifinden […]

Rohmer’in Komedileri ve Yeşil Işın

Fransa’nın, Fransız insanının ruhunu yakalayabilen nadir yönetmenlerden olan Éric Rohmer, Fransız Yeni Dalgası akımını başlatan yönetmenlerden biri olsa da Truffaut ve Godard kadar ün yapamamıştır ve bu isimlerden sonra anılır. Kendilerinden önceki sinemayı yıkmak için önce kalemle sonrasında ise ellerine aldıkları kamerayla saldıran Cahiers du Cinéma dergisi ekibi, ürettikleri anti-sinema (counter cinema) ile kurgu, anlatıcı, […]

Rohmer Sinemasında Rastlantısal İlişkiler ve Arzulanan Seçenekler

Fransız Yeni Dalgası kendinden önceki Fransız sinemasının zincirlerinden ve hantal yapısından kurtulması için ortaya çıkmıştır. Zamanla her yönetmen kendi tarzlarını oluşturmayı başarmıştır. Her yönetmenin kendi filmleri kendi hayatlarından izler taşır. Yeni Dalga’nın  en gerçekçi yönetmenlerinden biri de Éric Rohmer’dir. İlk uzun metrajı Le signe du lion (1962)’la beraber istenileni veremeyen Éric Rohmer, Cahiers du cinéma’daki […]

Éric Rohmer ve Yeni Dalga: Giriş

Éric Rohmer 1971’de kendisiyle yapılan bir röportajda¹, “Filmlerim tamamen kurgu eserlerdir, sosyolog olduğumu iddia etmiyorum (…) Sadece kendim icat ettiğim belirli vakaları alıyorum, bunlar bilimsel değildir, hayal ürünüdürler” der. Ancak en fantastik olanından en korkunç olanına kadar her film, içinde mutlaka toplumsal bir gerçeklik barındırır. Film ile izleyici arasında bağ kuran da bu gerçeğe yakın […]