Ana Sayfa Vizyon The Green Knight (2021): Bir Yabancı Gelir ve Bir İnsan Yolculuğa Çıkar

The Green Knight (2021): Bir Yabancı Gelir ve Bir İnsan Yolculuğa Çıkar

The Green Knight (2021): Bir Yabancı Gelir ve Bir İnsan Yolculuğa Çıkar 6.8
0

“Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.”- Tolstoy

Belli bir çizgide filmler yapan, A Ghost Story (2017) filmiyle bu çizginin tesadüf olmadığını kanıtlayan ve sinemaseverlere kendini sevdiren David Lowery’in bir ortaçağ hikayesinden uyarladığı yeni filmi The Green Knight’da Sir Gawain adlı bir gencin şövalyelik ekseninde mertlik, onur, erkek olma gibi olgulara değindiği yolculuğunu konu alıyor.

Uyarlandığı eser (Sör Gawain ve Yeşil Şövalye) Kral Arthur döneminde geçse de Lowery filmdeki Kral’dan sadece Kral olarak bahsediyor. Belki böylelikle Kral’ın Sir Gawain’den rol çalma ihtimalini ortadan kaldırıyor. Film saraydaki Noel kutlamasına katılacak olan Gawain ve annesinin diyalogu ile başlıyor. Bir süre sonra Noel kutlamasına geçen Gawain, Kral ve Kraliçe arasındaki sohbette Kral, Gawain’e seni tanıyorum ama bilmiyorum diyor ve ekliyor: Hadi bana hikayeni anlat. Gawain ise “Benim anlatacak bir hikayem yok efendim” der mahcup ve biraz da buruk şekilde. Yandan Kraliçe ise “Henüz yok” diyerek düzeltmede bulunuyor. Bu kutlamaya Yeşil Şövalye adlı bir sürpriz misafir katılıyor. Silüeti insana, dokusu bir ağaca benzeyen Yeşil Şövalye salonun ortasında salonda olanları bir nevi düelloya davet ediyor. Bu düello, bir hikayesi olmayan Gawain için hem bir hikaye yaratmak adına hem de sürekli vurguladığı onuru ve saygıyı haketmek için bulunmaz bir fırsat. David Lowery’nin The Green Knight’ı bir sonraki Noel’de düelloyu sonlandırmak için Yeşil Mabet’e yolculuğa çıkan Gawain’e odaklanıyor.

İlk baştan itibaren kurduğu atmosferle mistik bir hava yaratmayı başaran yönetmen olayı sıradan bir şövalye ve düello olayının ötesini taşımayı hedefliyor. Bir şövalye hikayesi bu ama epik savaş sahneleri görmemiz pek mümkün olmuyor. Yönetmenin yarattığı bu atmosfer gitgide kahramanın bir rüyada veya halüsinasyonda olduğu izlenimini veriyor. Abartıdan uzak, sembolik olacak düzeyde fantastik detaylar hikayeye hakim olmaya başlıyor. Ana karakter hariç diğer bütün yan karakterler bölüm bölüm aksiyon alıyor. Kahramana hizmet edip, görevlerini yerine getirip sahneden çekiliyorlar. Yeri geliyor bu yan karakterler bu yolculuğu kolaylaştırırken yeri geldiğinde ise zorlaştırıyor. Hikaye ortaçağda geçince cadılar da Gawain’in hikayesinde ve hikayenin kaderinde hatırı sayılır bir yer tutuyor.

Düelloya davet anında bunun düellodan daha çok oyun olduğu söyleniyor. Kral tarafından da Gawain’e bunun oyun olduğu vurgulanıyor. Filmin genelinde cesur ve kararlı olmaktan uzak olan ana karakter en cesur olduğu an ise filmin başında salonda Yeşil Şövalye’nin karşısına aldığı sahnedir diyebiliriz. Oyun olduğu vurgusu Gawain’in Yeşil Şövalye’ye karşı yaptığı hamlenin yükünü belki de hafifleştiriyor. Kahramanın yolculuğunu bir oyun olarak ele alırsak her alt bölüm de bir oyun diyebiliriz. Yolculuğunun başındaki üç çocukla karşılaştığı an, sığınmak için bir eve girdiğinde karşılaştığı kadının kafasını bulmasını istediği an ve bir şatodaki lordun evinde onun bilmediği fakat Gawain’in bulmasını istediği anlar oyunun bir parçasını temsil ediyor.

Film genel olarak bir kahramana, kahramanın yolculuğuna ve o kahramanın çok arzuladığı saygınlık ve onuru kazanmasına odaklanıyor fakat bu kahramanın yolculuktan önce, yolculuk sırasında ve yolculuk sonunda geçirdiği başkalaşım da filmin vurgulamak istediği yerlerin başında geliyor. Gawain, Yeşil Şövalye ile ilk karşılaşmasından önce zevkine ve eğlenceye düşkün bir imaj çiziyor. Herhangi bir amacı ve hikayesi olmayan, kendini ispatlamak isteyen ama nasıl ispatlayacağını bilmeyen bir imaj bu. İki Noel arasındaki bir yıllık süreçte ise biraz daha içine kapanık, bir sonraki düelloda ne yapacağını düşünen, kaygılı bir yapıya bürünüyor. Neredeyse istediğini saygıyı ve onuru kazanmış ve hatta artık bir hikayeye sahip biri olup çıkıyor. Bütün herkes kendi arasında Gawain ve Yeşil Şövalye’yi haliyle bir sonraki düelloyu konuşuyor. Durum böyle olunca bu yolculuk kaçınılmaz oluyor. Yolculuğu bir şekilde tamamlayan Gawain artık bir şövalye oluyor. Yazının başında değinilmedi ama Gawain aynı zamanda Kral’ın kız kardeşinin oğlu bu da onu tahta en yakın isim yapıyor. Kral öldükten sonra da Gawain tahta geçiyor ve güç onu kısmen ele geçiriyor. Bu yolculuğa şövalye olmak için çıkıyor fakat ummadık şekilde fazlasını elde ediyor.

Yönetmenin başrol için Dev Patel‘e yer vermesine ilk duyduğumda şüpheli yaklaşsam da Patel’in duygu geçişlerini hareketlerine ve yüzünü çok iyi yansıtıyor. Ona yardımcı rolde Alicia Vikander eşlik ediyor. İki farklı ve neredeyse zıt (biri taşra kızı, biri kent soylusu) rolde gördüğümüz Vikander’e iki rolde de hakkını teslim etmek gerekiyor.

Filmin değindiği konuları kenara bırakırsak görsel açıdan tam bir zenginlik içerdiği de bir gerçek. Işığın kullanımı, tercih edilen kamera açıları, yaratılan ters ışıklar, doygun ve neon renkler filmin hafızalardan çıkmayacak sahnelerin oluşmasına sebep oluyor. The Green Knight’ı bu yılın önemli yapımları arasında adını sık sık duyacağız. Klasik aksiyon ve macera filmi bekleyenleri tatmin etmeyeceğini düşünsem de şövalye odaklı filmlere farklı bir hava katacağı kesin.

Puanlama

6.8

6.8
Kullanıcı Oyu: ( 2 oylar ) 8.2

Bir Cevap Yazın